Otuzların Kadını

Tomris Uyar
Kalabalık bir çarşıda, kızgın güneşin altında kalmış bir kedi yavrusu kadar çaresizim. Geçmişi silinmiş birini anlatmak zorundayım. Yeni çaresizliğim ondan. Ertelenmiş bir ceza olsa seve seve çekerdim. Değil ki. Yaşandığı sırada çok güzel geçmiş ama artık anıları bile silikleşmiş bir tatilin, bir turizm şirketinin ayarladığı eski bir yaz tatilinin, kış ortasında önüme gelen son taksiti, son faturası gibi duruyor karşımda. Tomris Uyar, “Otuzların Kadını”nın 1936 Mart’ında yapılmış yağlıboya portresinin iç çizgilerini okumayı deniyor. Onun yaşadığı dönemdeki toplumun dış çizgilerini saptamakla başlıyor bulmacaya: Nesnel ve kişisel tarihin dökümünü yapıyor. Yine de bu tür bilgilerin özgün bireyleri açıklamakta fazla işe yarayamayacağı inancıyla kendi yaşamı süresince tanıdığı, kimi zaman fiziksel özellikleriyle kimi zaman davranışlarıyla onu andıran otuzların öbür kadınlarının öykülerinden yararlanıyor. Onun, odaktaki portrenin katı çerçevesinden kurtulup özgürlüğüne, eski canlılığına kavuşması, günümüzde de –sayıları her ülkede gitgide azalan– türdeşleri arasına karışması için.
Author:
Tomris Uyar
Tomris Uyar
Editor:
Mustafa Çevikdoğan
Mustafa Çevikdoğan
Estimated Reading Time: 3 hrs. 38 min.Page Number: 128Publication Date: May 2024First Publication Date: 1992Publisher: Can Yayınları
ISBN: 9789750763441Country: TürkiyeLanguage: TürkçeFormat: Karton kapak

Comments and Reviews

See All
128 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 1 hours
Bu kitap çok güzelmiş yaa Bazı isimlere o kadar aşinayız ki eserlerini teğet geçiyoruz. Belki de hep duyduğumuz için merak ögesi etkisini kaybediyor. Tomris Uyar ve Otuzların Kadını’yla ilişkim böyle. Eleştirilere mazhar olan güzide kapaklarla benim ilgimi çekti Tomris, en azından bir bakayım dedim. Bir bakmadan külliyatı okuyayıma da geçtim Otuzların Kadını öykü kitabı ancak bir romanın bütünlüğüne de sahip, roman olarak da yayımlansaymış yadırganmazmış. Tek başına da anlamlı öyküler, birlikte otuzlarında bir kadının portresini sunuyor. Öyküleri de Tomris annesinin portresinden yola çıkarak yazıyor. Birbirini teğet geçen aynı zamanda portreye girip çıkan öyküler. İçsel süreçleri ve toplumsal yapıyı aktarma biçimini, öykü aralarına notlarını-günlüğünü eklemesini çok beğendim. Dili sade ancak basitliğin sadeliği değil bu, lezzetli bir türkçe. Eleştirilerini de hiç beklemiyordum O Leyla da bizim Leylâ’ydı di mi, Leyla Erbil “ Eksiden olsa, o beni hercai bulurdu, ben onu hırçın.” Neyse bu bir veda değil, Tomris’i daha çok konuşacağız. Bu kısım benden başka kimseyi ilgilendirmez sanki, kendime not “İki ayrı dünyanın arasında da sanki simgesel bir mezarlık.” Bu satırlarda bir durdum, 2666’yı düşündüm. Sanki 2666 için yazılmış… yazılmamış da uymuş:) Bir de uzun zamandır duymadığım “yılık”
Otuzların Kadını
Otuzların KadınıTomris Uyar · Can Yayınları · 20241,190 okunma
Reklam
120 syf.
9/10 puan verdi
·
Liked
Düşünen kadınları seviyorum. Üreten kadınları seviyorum. Bir duyguyu iyice ifade edebilmek ya da hakkını verebilmek için tüm benliğini ortaya koyan kadınları da seviyorum. Sanırım ben kadını hem anne haliyle, hem sevgili/eş haliyle, hem bilim kadını haliyle, hem de sanatçı haliyle çok seviyorum. Ya da genel olarak “kadınları, kadınlığı seviyorum”
Otuzların Kadını
Otuzların KadınıTomris Uyar · Yapı Kredi Yayınları · 20191,190 okunma
108 syf.
·
Not rated
Müsadenizle, kitap incelemesinden önce, bu 'Küçük dev kadın'a dikkat çekmek istiyorum. Döneminin önde gelen dört ince ruhlu şairinin sahip olmak isteyip, ama aslında hiçbirinin buna tam olarak vâkıf olamadığı bağımsız kadın... Ülkü Tamer le biten evliliğinden sonra Cemal Süreya ile başlayan fırtınalı aşk...O kadar bağlıdır ki Tomris'e; Tomris
Otuzların Kadını
Otuzların KadınıTomris Uyar · Yapı Kredi Yayınları · 20191,190 okunma
Reklam
Reklam
100 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.