"Bazen dertlerimin artmasıyla kalbimin gitgide ağırlaştığını, taşlaştığını hissediyorum. Ruhsuz derinliklerinden soğuk su fışkırtan bu kayadan başka kimsem yok dertlerimi anlatacak. Ama o da bazen beni dinlemeye razı olmuyor. Benim gibi bir geveze den bile fazla kendi kendine konuşuyor ve ne olduğunu anlayana kadar akıp gidiyor."
"Şanssız bir ruh yer altının karanlıklarından
Gökyüzüne bakarken
başka mutlu bir ruh görür yıldızlarda
kendi tarafına bakan.
İkisi de farkında; gönülleri akrabadır,
Onları ayıran acımasız kader.
Kürkü, av köpeklerinin ısırışlarıyla parçalandığı ve öldürücü yaralar aldığı halde kıstırıldığı köşede başını dimdik tutan bir ceylanın gururunu taşıyordu .
Sesini alçaltarak huşuyla Pers şairin dizelerini okudu:
"Şanssız bir ruh yeraltının karanlıklarından
gökyüzüne bakarken
başka mutlu bir ruh görür yıldızlarda kendi tarafına bakan.
ikisi de farkında; gönülleri akrabadır, onları ayıran acımasız kader."
Hele sesi, şarkıları! Dillerini bilmiyordum, belki de tam bu yüzden söylediklerinin ruhuma işlediğini hissediyordum. Bülbülün dilini anlayan mı var? Ama bülbülün sesini dinleyen herkes acılardan, dertlerden ve büyük aşklardan bahsettiğini hisseder.
Bazen dertlerimin artmasıyla kalbimin gitgide ağırlaştığını, taşlaştığını hissediyorum. Ruhsuz derinliklerinden soğuk su fışkıran bu kayadan başka kimsem yok dertlerimi anlatacak. Ama o da bazen beni dinlemeye razı olmuyor. Benim gibi bir gevezeden bile fazla kendi kendine konuşuyor ve ne olduğunu anlayana kadar akıp gidiyor.
Sırf yunan olduğu için önyargılı yaklaştım. Dedim bir bakayım ne yazmış. Annemin Günahı adlı öyküye öyle bir göz gezdireyim derken bir de ne göreyim. Oldukça iyi anlatmış. Akıcı güzel ve dokunaklı. Bir annenin üzüntüsünün travmaya dönüşmesi ve onu hayatı boyunca bırakmaması ve bunun çocuklarına ve ona olan etkisini oğlunun gözünden anlatıyor. Ben bu öyküyü başarılı buldum. İyi okumalar.