Şair ve Yazarlardan Yaşanmış Hadiseler

Öyle Cevap Verdiler ki 1

Recep Bozdağ

Öyle Cevap Verdiler ki 1 Posts

You can find Öyle Cevap Verdiler ki 1 books, Öyle Cevap Verdiler ki 1 quotes and quotes, Öyle Cevap Verdiler ki 1 authors, Öyle Cevap Verdiler ki 1 reviews and reviews on 1000Kitap.
192 syf.
5/10 puan verdi
·
Read in 15 hours
Yirmi tane şair ve yazarın bir olay karşısında verdikleri düşündürücü/nükteli cevapları yazmış fakat anlatım maalesef özensizdi. Açıkçası birkaç tanesi dışında ilgimi çeken olmadı, yine de hiç sıkmadan gayet hızlı okundu.
Öyle Cevap Verdiler ki 1
Öyle Cevap Verdiler ki 1Recep Bozdağ · Önemli Kitap · 201438 okunma
192 syf.
8/10 puan verdi
Türk edebiyatında iz bırakmış önemli şahsiyetlerin yaşamış oldukları olaylar karşısında vermiş oldukları tepkilerden mürekkep bir yapıt. Eser okunurken bazen şaşırıyor, bazen de tebessüm etmekten kendinizi alamıyorsunuz. Bir solukta okunabilecek bir yapıt. İyi okumalar dilerim.
Öyle Cevap Verdiler ki 1
Öyle Cevap Verdiler ki 1Recep Bozdağ · Önemli Kitap · 201438 okunma
Reklam
Bugün de Namık Kemal için üzüldük.
Rivayete göre Magosa'da zindandayken Namık Kemal'in yanına birini verirler. Üstat şiirler yazar ve yazdıklarını o zindan arkadaşına okurmuş. O da bu şiirleri ağlayarak dinlermiş. Namık Kemal bu durumdan çok etkilenerek kendi kendine: "Ne kadar duygulu ve hassas insan" dermiş. Hatta dışarıdaki bir arkadaşına şu mealde bir mektup yazmış: "Zindandayım ama çok mutluyum. Çünkü burada beni anlayan birine rastladım. Ben söylüyorum o ağlıyor, o ağlıyor ben söylüyorum." Namık Kemal bir gün zindandaki arkadaşına: "Ben şiirlerimi okuyup konuştukça sen hep ağlıyorsun. Neler hissediyorsun bana anlatır mısın?" diye sorar. Zindan arkadaşı Namık Kemal'e: "Sen yazdıklarını okudukça sakalın sallanıyor. Ben de sakalın sallandıkça köyümdeki keçimi hatırlıyorum. Onu çok severdim" diye karşılık verir. Namık Kemal bu cevap karşısında yıkılır.
Sayfa 183 - Rika Kitap
Mübarek tatlı
Keçecizâde İzzet Molla, bir iftarda obur bir adamın yanına düşmüştü. Adam kıtlıktan çıkmış gibi yemeklere saldırdıkça, İzzet Molla’yı sıkıntılar basıyor, midesi bulanıyordu. Obur adam bir ara elmasiye tatlısına öyle bir kaşık salladı ki, koca bir parça sıçrayıp İzzet Molla’nın kucağına kondu ve titremeye başladı. İzzet Molla dayanamadı: “Mübarek tatlı, şu obur adamın hışmından bana değil, Allah’a sığın.”
Sayfa 156 - Rika Kitap
Neyzen Tevfik
Sert, kavgacı, geçimsiz bir adam olan komşusu Tahsin Bey'le karşılaşır. Tahsin Bey: - Bugün hanımı dişçiye götüreceğim. Dün gülerken gördüm, ön dişlerinden ikisi çürümüş. - Yalan söylüyorsun! - Neden yalan söylecekmişim? - Seninle yaşayan insanın yüzü güler mi hiç?
Sayfa 140 - Rika Kitap
İyi ve Kötü Yan;
Peyami Safa’ya sorarlar: “Yazarlığın en iyi yanı nedir?” Peyami Safa cevap verir: “Fikirleri geniş kitlelere ulaştırmasıdır.” Yine sual: “Peki, en kötü yanı nedir?” Büyük romancı istikrarlı ve cevabında ısrarlıdır: “Fikirleri geniş kitlelere ulaştırmasıdır.”
Sayfa 134 - Rika Kitap
Reklam
Delilik Ayrıcalığı - Neyzen Tevfik
Sirkeci'de Necdet Rüştü Efe ile karşılaşır. Ayaküstü konuşurlarken Neyzen, cumhurbaşkanı İsmet İnönü'nün diktatörlüğünden söz etmeye başlar. Necdet Rüştü, dönemin her taşın altından çıkan polislerinden birinin köşe başında durup kendilerine kulak kabarttığını görünce tedirgin olur, kısa kesmeye çalışır. O sırada polis bıyık altından gülümseyerek yanlarından uzaklaşır. Olup bitenler Neyzen'in gözlerinden kaçmamıştır. – Polisten korktun değil mi? Bana bir şey yapamaz, çünkü ben deliyim. Bu yüzden dokunulmazlığım var. Fakat bu delilik imtiyazını kazanıp içimi rahat dökebilmek için neler çektim, bilemezsin.
Sayfa 139 - Rika Kitap
Peyami Safa - Server Bedi
Dokuzuncu Hariciye Koğuşu isimli şaheser romanın yazarı Peyami Safa, asıl ismi ve imzasıyla yazdığı yazılara az para aldığı halde, Server Bedi müstear (takma) adıyla kaleme aldığı romanlara gazeteler çok para verir. Ünlü romancı, hatırını soranlara şu cevabı verir: “Çok şükür, Server Bedi’nin evinde yiyip içiyoruz, kendisine dua ediyoruz.”
Sayfa 133 - Rika Kitap
Tarih biyografisi ve monografi sahalarında erişilmesi çok güç bilgisiyle, dünya çapında bir şahsiyet olan İbnülemin Mahmut Kemâl’e (İnal) sormuşlar: –Sizdeki bilginin çok azına sahip olmalarına rağmen sizden çok daha fazla tanınanlar var. Bunun sebebi nedir? Şöyle cevap vermiş: –Ben bilmek için öğrendim, onlarsa bilinmek için!
Sayfa 115 - Rika Kitap
Şair Nef’î kendisine kâfir diyen müftüye şu beyiti yazmış;
“Müftü efendi bize kâfir demiş. Tutalım ben O’na diyem müselman. Lâkin varıldıktan ruz-ı mahşere, İkimiz de çıkarız orda yalan.”
Sayfa 100 - Rika Kitap
Reklam
Fikir yakalamak
Şahabettin Süleyman, bir gün Ahmet Haşim’e: – Üç günden beri zihnimde önemli bir fikir saklıyorum, dediğinde, Ahmet Haşim, onun fikir üretmedeki kısırlığını ima ederek şöyle demiş: – Günahtır yahu, salıver gitsin şu fikri. Zavallıcık günlerden beri tek başına kim bilir ne kadar sıkılmıştır?
Sayfa 106 - Rika Kitap
Necip Fazıl – Falih Rıfkı Atay
Necip Fazıl, Büyük Doğu’nun kapağına Falih Rıfkı Atay’ın, bir resmini yaptırır. Atay’ın yüzünün yarısı normal, diğer yarısı maymun başı. Falih Rıfkı, üstadı mahkemeye verir. Araya giren yakınları, Necip Fazıl’a yazardan özür dilemesini ve mahkemenin kapanmasını isterler. Üstat: “Peki, der. Özür dilerim, ama Falih Rıfkı’dan değil maymundan…”
Sayfa 72 - Rika Kitap
Parkinson
Serdengeçti Parkinson hastalığına yakalandığında birkaç kişi ziyaretine gelir. Çay demlenip getirilir. Serdengeçti şekerlerden birini tutar; bayağı bir uğraştıktan sonra bardağa atmayı başarır. Sıra ikinci şekere gelir; uğraşır, uğraşır ama atamaz. Sonunda “Hey gibi Osman hey! Bir zamanlar Türkiye’yi karıştırırdın. Şimdi çayını bile karıştıramıyorsun.” der.
Sayfa 67 - Rika Kitap
34 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.