Kudreti büyük Yaratıcı, insanoğluna acizliğini koskoca göktaşlarıyla da öğretebilirdi; ama rahmet yüklü bir terbiye dersi olarak, küçücük su damlacıklarıyla öğretiyordu.
Nitekim, Dicle kenarında ayağı incinen kuzudan sorumlu olduğunu bilen Hz. Ömer'in hassasiyeti bütün dünyada iktidarı elinde tutanlar için bir sabite olarak yerleşebilse idi, son asırların idarecileri Antarktikada zehirli atıklardan etkilenen penguenden, Kuzey Buz Denizinde eriyen buzullardan, Büyük
Okyanus'un derinlerine çöken zehirli atıklar yüzünden ölen balıklardan da sorumlu olduklarını düşünecek; ekonomiye, topluma, siyasete, bilime ve teknolojiye dair karar alma sürecini buna göre yönetecek; ve geleceği böyle kurgulayacaklardı.
HAYATTA EN SEVDİĞİM kelimelerin bir listesini yapmam istense, 'müzakere' bu kelimelerden biri olurdu. Bu toprakların en büyük talihsizliğinin ise, bir müzakere itiyadının bir türlü kök salamaması olduğunu düşünürüm. Konuşmak, söyleşmek, birbirini anlamaya çalışmak, bir meseleye beraberce kafa yorup farklı açılardan bakmak ve hepimizin başladığımız ana göre aşama kaydedip fikirce zenginleştiği bir noktada buluş mak; ne yazık ki bu ülkede pek gerçekleşmiyor.