Kur'ân-ı Kerîm'den sonra en çok okunan eser, şüphesiz ki, Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî Hazretlerinin meşhur eseri Mesnevî'dir.
İslam Tarihi boyunca üç esere şerîf (çok şerefli, çok yüce) sıfatı verilmiştir. Bunlar, Buhârî-i Şerîf, Şifâ-i Şerîf ve Mesnevî-i Şerîf ’tir.
Mesnevî'de 270 tane kısa ve basit hikâye vardır.
Mesnevî’de birçok sûfînin uzun uzun anlattığı derin manevî hakîkatler, kısa ve sade hikâyeler üzerinden sembollerle rahatça anlatılmıştır.
Yazarımız, bu kitapta Mesnevî'nin, ilk ve en önemli hikâyesini tercüme ve şerh etmiştir. Elinizdeki bu 213 beyitlik hikâye, tüm Mesnevî'nin, hatta tasavvufun bir özetidir.
Hikâyemizde, padişahın cariyesine olan aşkından yola çıkılarak, bedenimizin padişahı olan rûhumuzun ve onun câriyesi, hizmetçisi olan nefsimizin özellikleri anlatılmıştır.
Bu hikâye ile, dünya heveslerine âşık olan nefsimizi terbiye etmenin ve Allah Rızası’na ermenin yolları gösterilmiştir.
Bu eserde, birçok tasavvûfî terim ve zor konular açıklanmış, zamanımızla olan kültür farkı ortaya konmuş ve günümüzün tıbbî ve diğer fen ve teknolojisinden örnekler yardımıyla kolaylaştırılarak sohbet ve nasihat diliyle aktarılmıştır.
