Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Paf ve Puf

Salâh Birsel

Paf ve Puf Sözleri ve Alıntıları

Paf ve Puf sözleri ve alıntılarını, Paf ve Puf kitap alıntılarını, Paf ve Puf en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
kral olmanın padişah olmanın bir sanatı vardır ve de bu sanat hiç mi hiç , halkın yararına değildir ..
Doğrusunu söylemek gerekirse Hitler'in Yahudilerle alıp veremediği bir şey yoktur. Onun bütün düşüncesi, adını işkencebilim tarihine altın harflerle geçirtmektir.
Reklam
Duygusallık insanoğlunun en önde yürüyen bir içgüdüsüdür.
Sayfa 88 - Sel Yayıncılık
Us kulağını açık tutmak öyle her babayiğidin üstesinden gelebileceği bir iş değildir. Çavdar kafalılardan cin düşüncelilere, bilgelere değin hemen hemen herkes duygularının tutsağıdır. Edebiyat alanında olduğu kadar öteki alanlarda da şaşmaz bu.
Sayfa 88 - Sel Yayıncılık
Demek oluyor ki, başarıya ulaşmanın, ilerlemenin, kalkınmanın ilk adımı düşünmektir. Külahını önüne koyacak, başını iki elinin arasına alacak ve düşüneceksin.
Sayfa 54 - Sel Yayıncılık
Gerçek okumak, okumak değil, yeniden okumaktır. Emile Faguet'e kulak verecek olursak, yeniden okumanın yeniden yaşamak demek olduğunu anlarız. Faguet ayrıntılardan tat alma, biçemin güzelliğine varmak için de yeniden okumak gerektiğine inanır.
Sayfa 117 - Sel Yayıncılık
Reklam
Pencere, hiç kuşku yok, evlerin gözüdür. Onlar kapanınca oda kör gibi kalır. Pencereye yaklaşıp perdeleri kaldırmadıkça gözlerimiz dış dünya ile ilişki kuramaz.
Sayfa 138 - Sel Yayıncılık
Uzun lafa gerek yok, okumayı seven kişi, bir kitabı bitirdi mi, bir başkasının üzerine atılmadan duramaz. Kimileri de birini bitirmeden ötekine başlar ya da birini okurken, ona ara vererek bir başkasını mideye indirir.
Sayfa 109 - Sel Yayıncılık
Şu var ki, çok çok okumadan, boyuna okumadan dünya ve dünya yazını üzerine öksürüksüz bir yargıya varmanın yolu yoktur.
Sayfa 109 - Sel Yayıncılık
Nazım'a göre mapushane penceresi, dış dünya ile iç dünyayı birbirinden ayıran bir sınır taşıdır. Dışarıda kırlar göçerse de, denizler savaş baltasını kaldırsa da içerdekilerin dili kırık, beli büküktür. Dışarda, yüzüyor ateş gemiler gibi rüzgârda sarı safranların kokuları.. Dışarda… Biz içerde susuyoruz, bir fişek yatağında kurşun nasıl susarsa,
Sayfa 144 - Sel Yayıncılık
Reklam
Kızılderiliden Anektod
- Atalarınız bizden küçük bir toprak parçası istedi. Onlara acıdığımız için dileklerini geri çevirmedik. Aramızda yer aldı­lar. Onlara mısır ve et verdik. Onlar buna karşılık bize zohir (içki) sundular. Beyazlar bir kez memleketimizi tanıyınca, he­men sağa sola haber saldılar. Yeni yeni insanlar geldi. Biz onla­rın dostça geldiğini sandığımızdan hiç korkmadık. Çünkü bize kardeşim diye sesleniyorlardı. Sözlerine inandık. Bu kez onlara daha geniş bir yer verdik. Kısa zamanda sayıları arttı. Daha çok toprak istemeye başladılar. Sonunda bütün yurdumuzu istediler. Gözlerimiz açıldı. Savaşlar oldu. Beyazlar bizimle savaştır­mak için içimizden kimilerine paralar verdi. Halkımızın büyük bir çoğunluğu öldürüldü. Beyazlar bizi içkiye de alıştırdılar. içki yüzünden de binlerce Kızılderili kırılıp gitti. Kardeşlerim, eskiden bizim topraklarımız çok genişti. Sizinkiler ise çok kü­çük. Şimdilerde ise siz, büyük bir ulus oldunuz. Bize yatağımızı serecek kadar bile bir toprak parçasını çok görüyorsunuz.
Sayfa 105 - Sel yayınlarıKitabı okudu
İlginç Bir Salyangoz … Yeniden yeniden okuma işinde de kimse Alain'le boy ölçüşemez. Maurois'ya inanmak gerekirse, o, Balzac'ın çoğu kitaplarını 100 kez okumuştur. Alain, dört dörtlük bir okurun sınırlı bir kitaplığı olmasını, her yıl da aynı kitapları okumasını öğütler. Kendi kitaplığı da sadece 30 kitaptan oluşur. Bunu zorunlu ve yeterli bulur. Ona çağdaş bir yazarı okutmak da zordur. Yazarı en azından 10 yıl sirkeye yatırır. Bu süre içinde yuvarlanıp gitmediyse işte ancak o vakit yüzünü ona döndürebilir. Unutmadan söyleyelim, Léautaud da onun yolundadır. Okursa klasikleri okur. Yeni yetmelere hiç yanaşmaz. Necati Cumalı da bir okuduğunu bir daha okumayı görev bilir. Çehov, Mérimée, Puşkin ve Hemingway'in iki kez okumadığı öyküsü yok gibidir. Dostoyevski ile Stendhal'in çoğu romanlarını da iki kez okumuştur. “Beyaz Geceler”in duvarlarını ise 4 kez yere indirmiştir. Sabahattin Kudret'e gelince, o da döner döner aynı kitapları okur. En çok onur verdiği yapıtlar da Yahya Kemal'in, Yakup Kadri'nin edebiyat anılarıdır. Bunun nedenini kendisine soracak olsanız alacağınız yanıt şudur: - Yeni kitaplar okuyarak yeni sürprizlerle karşılaşmak istemem.
Sayfa 117 - Sel, 2. baskıKitabı okudu
İyi ama, tek bir din varsa, siz de topunuz bu dine bağlı iseniz, neden birbirinizi yiyip bitiriyor­ sunuz?
Sayfa 106 - Sel yayınlarıKitabı okudu
Fantoma Geliyor … bir denemecinin kimi zaman yazısını, en gırgır yerinde kesmesinin büyük yararı vardır. Bu, okurların yüreğine öyle bir korku döşer ki, yazarın bir başka yazısını okumaya kalkanlar, "Aman şimdi bitecek" ya da "Ah bitti, bitti kül oldu" diye ona dört elle sarılırlar. Bir denemeci içinse bundan büyük başarı düşünülemez. Bir bakıma yazının bir yerde kesilivermesi okurların biraz hava almalarına da yol açar. Bu, çok önemli sorunlardan biridir. Bizcesi okurlar, tütün depolarındaki tütünler gibi sık sık havalandırılmalıdır. Böylece onların birtakım kırpık saçlı durumlara düşmeleri engellenmiş olur. Hoş, yazarların da aynı biçimde ve aynı sıklıkla havalandırılmalarına gerek vardır onların zaten kokuşuk ve mayaşık olmaları karşısında bunun bir anlamı yoktur.
Sayfa 81 - Sel, 2. baskıKitabı okudu
- İnsanoğlu, yüreğinin isteğini yerine getirmek için de öl­dürür.
Sayfa 108 - Sel yayınlarıKitabı okudu
223 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.