Bir banka patronunun (O'nun; neden "O"anlamadım ama) her türlü ahlâksızlık, yalan, dolan, hile, kalpazanlık, karaborsacılık, fırsatcılık yaparak işlerini büyütmesini ve paranın ahlâktan, namustan, aileden, dostluktan; hayatta her şeyden önemli, değerli, gerekli olduğunu düşünüp çevresindekilere ders vererek anlatmasını konu ediniyor.
121. sayfasına kadar bu konu sarmadı, sıkıldım diyebilirim. Ama iyi ki bırakmayıp devam etmişim. 121. sayfadan sonra bu -sözde ve kendince- zeki ahlâk düşmanı banka patronunun ailesi ve çalışanları tarafından (O'ndan aldığı derslerle) nasıl oyuna getirildiğini, deyim yerindeyse; kazdığı kuyuya nasıl kendi düştüğünü.. Hayatı, kendini, parayı, ahlâki değerleri tekrar sorgulamasını.. Katil, Hırsız, Yankesici ve İşsiz ile ilginç diyaloğunu dikkatle okudum.
Kesinlikle okunmalı (tüm Necip Fazıl eserleri)!..
Üstadın -özellikle tiyatro eserlerinde- konusu ilgimi çekmeyen kitabında dahi, mutlaka bir yerinde beni bağlayan, etkileyen, iyi ki dedirten kısmı vardır. Bu yüzden kendime tekrar not olarak; bırakma, vazgeçme diyorum.
Ve aklıma şu söz geliyor:
"- Umut belki gelecek sayfadadır. Kapatma kitabı.
- Kitabın bütün sayfalarını çevirdim, ona rastlamadım.
- Belki de kitaptır umut."
JABES