Tembel oğlunu düşündüm. Sınav derdi yok. Gelecek kaygısı yok, bir şey yok. Sınava da girmeyecekmiş zaten. Girmesin ne güzel bir rakibimiz elenmişti.
Keşke bütün çocuklar zengin olsaydı da sınava sadece ben girseydim.
İnsanlar kolay kolay itiraf edemiyorlardı gerçek dünyada böyle şeyleri. (...) Biz nedense sevgimizi söyleyemiyorduk. Sevdiğimizi söylersek bir açık verecekmişiz gibi geliyordu.
Ortalama bir yetişkinin herhangi bir çocukla kurabildiği sohbet, şu üç soru etrafında dönüyordu:
'Kaça gidiyorsun?’'
"Dersler nasıl?"
''Büyüyünce ne olacaksın?"
Ortalama bir yetişkinin herhangi bir çocukla kurabildiği sohbet, şu üç soru etrafında dönüyordu:
“Kaça gidiyorsun?”
“Dersler nasıl?”
“Büyüyünce ne olacaksın?
Saatimi sabaha karşı 5.00'e kurmuştum. Kalkıp ders çalışacaktım. Sabah 8.00'de okula gidiyordum. 8.00'e kadar evde üç saat çalışıyordum, ders çalışmaya gitmeden önce ders çalışmak ve ders çalıştıktan sonra eve gelip tekrar ders çalışmak en sevdiğim hobilerim arasındaydı.