"Faiz" ile "tefecilik" arasında fark bulunduğunu söylemek, "homoseksüel" ile "ibne" arasında fark bulunduğunu ve bunların aynı şey demek olmadığını ilân etmek kadar gülünçtür...
Kalbler, ihtiyat icabı mala meyleder... "Suret olmadan mânâlar ebediyen bilinmez" hikmeti icabı, sözkonusu meylin hakikatini bilmeyen ve mânâda malı putlaştırmak insan, şayet suretin geçici ve zamanla mahvolan mahiyetini idrat etseydi, tıpkı "kâfir putlarda neyi aradığını bilseydi zındık olmazdı" hesabı, ihtiyatı Allah'ta ve Allah'ın Resûlü ile bildirdiği ölçülerde arardı. "Samirî'nin öküzü" misâlinde, insanların mala atfettikleri değerin, doğrudan doğruya malın zâtiyle puta dönüşümü, ne kadar da mânâlı!..
Eski çağlarda yaşamış kavimlerin hiçbirinde, efsaneleri arasında yer edinmiş bir "para tanrısı" yok. Bunun sebebi paranın icadı tarihi ile mi ilgilidir bilmem ama, 19. ve 20. yüzyıl insanların parayı tanrılaştırdıkları ve en çok tapındıkları nesne oldu.
Oruç, Allah için bütün gün aç ve susuz kalmanın ulvi rejimi...
Nefs denilen içimizdeki şeytanın, senede bir ay, gündüzleri aç ve susuz, demir parmaklıklar içine alınması ve bütün çığlıklarına arka çevrilmesi...
“Dini para olan vahşi kapitalizme "Hoşgörü" numarasıyla tabi olmak, karısını satan pezevenk adama hoşgörüdür ki, zaten böyle bir hoşgörüyü gösterebilecek adam da, ruhunda pezevenklik istidadını yaşatandır.”
Dini para olan vahşi kapitalizme "Hoşgörü" numarasıyla tabi olmak, karısını satan pezevenk adama hoşgörüdür ki, zaten böyle bir hoşgörüyü gösterebilecek adam da, ruhunda pezevenklik istidadını yaşatandır.
Başkalarının rahatı için kendi zevklerimizden birazını olsun feda etmek soylu bir insan yüreğinin belirtisi sayılır ve böyle davranan insan zaten feda ettiği zevkten çok daha fazlasını bulur.
- " (...) "Faiz" ile "tefecilik" arasında fark bulunduğunu söylemek, "homoseksüel" ile "ibne" arasında fark bulunduğunu ve bunların aynı şey demek olmadığını ilân etmek kadar gülünçtür..."
Açıkçası sıfırdan bir yıkım olmadan, bir otomobile tır tekeri takmaya yeltenme kabilinden İslâmî bir iktisadî sistem ve tabiî ki bunun para davası ve kompozisyonları söz konusu olamaz.
Necip Fazıl Kısakürek) müslüman geçinen zenginlere söylediği bir söz vardır ki, bahsin bütün ruhunu gösterir:
— “Biliyorum siz yardım etmek istiyorsunuz ama, paranız müsaade etmiyor! Siz paraya hükmetmiyorsunuz, para size hükmediyor!”
Paranın insanları teshir eden ve ihtiyaç ve ihtiyat ötesi ona malik olmayı arzu ettiren yönü, onun âdeta her şeye muktedir bir güç ifâde eder yönüdür; "kendi yaptığına tapar" hesabı, paranın teshiri altına giren insan...