Pargalı İbrahim Paşa Gönderileri
Pargalı İbrahim Paşa kitaplarını, Pargalı İbrahim Paşa sözleri ve alıntılarını, Pargalı İbrahim Paşa yazarlarını, Pargalı İbrahim Paşa yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Masalcı da düşünceli. Yanağını yumruğuna dayamış; Parga'nın o balıkçı köyünde başlayıp Osmanlı Sarayı'nda noktalanan yaşamdan sahneler akıyor zihninde ve düşünde yeniden can vermeye çalışıyor İbrahim'e...
Sayfa 358 - İnkılap YayıneviKitabı okudu
Sessizliğin Çığlığı!
Kara Ali dışarı çıkıp kapıyı kapatınca, odada bir çığlık kopuyor, sessizliğin çığlığı...
Sayfa 357 - İnkılap YayıneviKitabı okudu
Kaş çatışınızın, kem bakışınızın yakıcı acısı yanında cehennem ateşi, küllerde sönen közler gibi kalır; daha çok kavrulmamak için gitmek istiyorum.
Sayfa 344 - İnkılap YayıneviKitabı okudu
Ama yemine rağmen..! :((
Süleyman, İbrahim'i sonuna dek nasıl dinleyebildiğine kendisi de şaştı:
"Sus!.. Sus," diyerek yerinden sıçradı. "Bir daha bu sözleri dile getirmeyesin!"
Yüzü sararmıştı. Bir süre çadırın içinde volta attı. Sonra yine İbrahim'in yanına oturdu. Garip şekilde, kendini suçlu hissediyordu. Yakasına yapıştı onun:
"Bütün peygamberler ve evliyalar şahidim olsun," diye mırıldandı. "Kur'an üzerine yemin ederim ki, asla siyah kaftanla karşılanmayacaksın. Asla boynunu cellâda uzatmayacaksın. Gönlümü aydınlatan gözlerin, ben yaşadıkça cellât görmeyecek. İşte, Kur'an üzerine yemin ederim..."
Sayfa 343 - İnkılap YayıneviKitabı okudu
İnsan da suskun, doğa da. Hepsi, yalnızlığında yoğunlaşmak için direngen...
Sayfa 341 - İnkılap YayıneviKitabı okudu
Hatta Osmanoğlu'nu Müslüman'dan sayan Tebrizli'ye rastlamak zordu. Başlangıçta oluşuma dinamizma kazandıran Türkmen göçünün artık canlanamayacağını da anlıyordu. Osmanlı, kendisini yaratan değerlere yabancı düşmüş, hamurundaki düşün yerine, onunla ilintisiz bir başkasını koyarak kendisini gıdasız bırakmıştı.
Sayfa 338 - İnkılap YayıneviKitabı okudu
"Sen, Eyyüp Sultan Hazretleri'nin mezarını sahiden bulduklarını mı sanırsın? Fetihten sonra siyaseten mezarın bulunması icap etti; bu işle görevlendirilen adam da nifakçılara söz bırakmadan işini yaptı. Şimdi sıra sende, önden yürü git ve Bağdat'a girmeden önce müjdeyi bana getir. Ha, kaybolmayı aklının ucundan geçirme sakın!"
Sayfa 331 - İnkılap YayıneviKitabı okudu
Gerçekten de, güneş buzları nasıl çözüp eritiyorsa, aşk da yalnızlığı aynen öyle buharlaştırıyordu..
Sayfa 288 - İnkılap YayıneviKitabı okudu
İhtiyarlıyor muydu yoksa? Çünkü yıllar hızlanmıştı. Günler kaplumbağa, yıllar yel... Hayır, hayır; ihtiyarlayan beden; ruhsa, bambaşka; çılgın bir şey..
Sayfa 274 - İnkılap YayıneviKitabı okudu
Yukarısı olmayan zirvede ya tutsaklık, ya düşüş! Düşmemek için çabalamak; ötesi yok artık!..
Sayfa 269 - İnkılap YayıneviKitabı okudu