George Orwell
22. Bölüm kitabın ortaları, işte neden milyoner olan insanlarla asgari ücretle geçinen insanların asla bir araya gelemeyecekleri. Daha iyi koşullardaki insanlar kendi çıkarlarından feda etmedikçe, kendi rahatlarından ödün vermeyi göze almadıkça ortak bir paydada buluşamıyıcaklarının kısa bir özeti. Yakın bir zamanda okuduğum bir sözü aklıma getiriyor. "Aynı gemide değiliz, sadece aynı fırtınadayız. Kimimiz gemilerde, kimimiz botlarda, kayıklarda kürek çekerek göğüs geriyor fırtınaya. Kimileri ise kıyıda denizdeki can mücadelesini karadan izliyor." İşte bu yüzden asla zengin sempatizanı olmamalıyız. Kimileri bu adaletsizliği, dünya sorunlarını, açlığı, evsizliği, savaşı, hastalığı, göçü durdurabilecek güce, kudrete, kuvvete, paraya, platforma sahipken ellerini taşın altına sokmaktan rahatları bozulur endişesiyle geri çekiliyor. Bu düzensizliği destekliyor, körüklüyor.
Paris ve Londra'da Beş Parasız
Paris bölümü çok akıcı bir şekilde geçiyor ama Londra için aynı düşüncede değilim. Son elli sayfası zulüm gibi bir şeydi. Gereksiz betimlemeler ve sıkıcı bir dil vardı. Ama genel olarak Orwell’in dilinin tartışmaya çok açık olduğunu düşünmüyorum. Sade ve didaktik yönü de olan bir kitap. Fena sayılmaz.