Ermeni devleti şu son elli yıldir pek çok kez damdan düşmüştür. Daha doğrusu damdan itilmiştir kırılmadık kemiği mı kalmamıştır. Ermeninin lakin niçin damdan o kadar düştüğünü bile hala anlamıyor.
Yanan binaların sayısı yanmayanlardan çoktu, biz de onlara girip bakıyorduk. Nasılsa ateş almamış, büyük, azametli birkaç taş binanın içine girdik. İçleri her türlü malzeme doluydu. Çarlık Rusya'sı, Anadolu'yu işgal etmek için büyük hazırlıklar yapmıştı. Erzincan'dan beri bu hazırlklar her tarafta düşündürücü ve ürkütücü ölçekte karşımıza çıkmıştı. Geniş demir yolları, kaliteli şoseler, iş makineleri, otomobiller, trenler, vagonlar, haberleşme sistemleri, direk ve teller, yol yapımında kullanılan envai çeşit malzemeler, dağlar gibi yükselen konserve ve kuru gıda depoları... Akıl ve havsalanın alamayacağı kadar malzemeyle doluydu Rus depoları. Sorup öğrendik, tren hattı Kars'a ve Rusya içlerine kadar, oradan İran tarafına, Şahtahtı ve Beyazıt'a kadar gidiyormuş. Daha doğrusu, tren hattı Aras vadisi boyunca Rusya içlerine kadar uzanıyordu. Erzurum'dan Aşkale'ye kadar uzatmışlardı hattı zaten. Birkaç ay daha vakitleri olaydı herhâlde hattn Erzincan'a ulaşacağı da açıktı. Trabzon'u da Erzurum'a bağlayacaklardı. Çarlık Rusya'sı bütün bu hazırlığı Anadolu'nun istilâsı için yapmışı. Aptal Ermeniler! Rusların bu toprakları kendilerine bırakacağini acaba nasıl düşünmüşlerdi?
(Türk askerlerinin geldiğini öğrendikten sonra)
Bu bilgilerin doğruluğunu çeşitli yollarla teyit
eden Ermeniler, işlerini hızlandırmıştı. Bayburt
ve İspir tarafındaki köy yollarını tutarak Türklerin kaçmalarını engelliyor, yakaladıkları herkesi kesiyorlardı. Özellikle Bolşevik İhtilali nedeniyle devam eden iç karışıklık yüzünden Rusya'dan firar eden ve bölgedeki gelişmeleri bilemeyen Müslüman göçmenler, Tiflis üzerinden Osmanlı topraklarına geçmeye çalışırken yollarda Ermeni çeteleri tarafından kıstırılarak kitleler hâlinde yok ediliyordu. Aynı katliam Revan tarafından Anadolu'ya geçmeye çalışan Müslümanlara da tüm şiddetiyle uygulanıyordu.