Bir kuşun... Şimdi olmayan bir ağacın... Ve küçük bir kızın, Ayça'nın öyküsü bu...
Yeni evlerine taşındıkları ilk gün camının önüne gelen bir kuşla karşılaşır Ayça. Güneş batmadan önce onu ziyaret eden bu kuşa ekmek verir, su verir, içeri girmek istediğini düşünür. Ve onu merak eder. Sürekli onu izler. Ayça, annesi, babası, teyzesi herkes kuşun camın önüne gelme sebebini ataştırır.
Aslında kuşun oraya gitmek istemesinin ardında hüzünlü bir hikaye vardır.
Çocuklar hüzünle kapatırken kitabın kapağını, İskender Pala'nın şu sözü geldi aklıma: 'Bir köy nüfusunun bir 'bina'da,
Bir kasabanın bir 'site'de
barındığı zamanlardayız.' Sanki bir cümle bir kitabı özetliyordu. Kitap akıcı bir anlatımı olması, olaylara merak uyandırması nedeniyle tüm öğrencilerim tarafından beğenildi. Tavsiyedir. ✔