Antonio Tabucchi, hayatının bir kısmını Fransa’da, büyük bir kısmını da Portekiz’de geçirmiş, Fernando Pessoa’dan çokça etkilenmiş (Pessoa çevirileri ve yazarla ilgili denemeleri de olan) İtalyan bir yazar ve filolog. Pereira İddia Ediyor, Salazar diktatörlüğü döneminde 1938 Lizbon’unda yerel bir gazetenin kültür yazılarından sorumlu, eşinin kaybının üstesinden gelmeye çalışan, ‘apolitik’ bir hayat süren, yaşlı bir gazeteci olan Pereira’nın günlük rutinini ve içsel hesaplaşmalarını anlatıyor. Tüm Avrupa’ya kara bir gölge gibi çökmüş faşizme ve faşizmin günlük hayata sirayet eden gerginlik ve baskılarına, gazetelere gelen sansürlere rağmen, görece kendi kabuğunda yaşayan, eşinin kaybının bıraktığı boşlukla başa çıkmaya çalışan, normalde dışarıdan bakıldığında vurdumduymaz ve umusamaz bulup sinir olabileğimiz ama nahifliği ve duygusallığıyla kısacık kitapta bile okuru kendine bağlayan, sempatik bulduğumuz yaşlılar gibi bir karakter Pereira. Bu sözde politik gerilimlerden pek etkilenmeyen hayatı gününbirinde gazeteye stajyer olarak devrimci bir genci işe almasıyla değişiyor. Sade ama oldukça etkileyici ve sürükleyici bir dili var kitabın; okurken hem elimden bırakamadım hem de bitsin istemedim. Çok çok güzel bir novella. Baskısı yok ne yazık ki ama yeniden basılırsa, sahaflarda denk gelirseniz ya da benim gibi ekitabını bulursanız kaçırmayın. Mutlaka okuyun derim.