Merhabalar,
Kimilerinin çok sevdiği, kimilerininse siyasi ve fikir ayrılıkları sebebiyle nefret ettiği, bence Türk edebiyatının çatısını oluşturan eserler vermiş Peyami Safa'dan bahsetmek istiyorum. Kendisi bütün hayatını kalemini kullanarak kazanmış, bütün hayatı acılarla, mücadeleyle, yoklukla geçmiş buna rağmen bulunduğu koşulları sonuna
HAYATIYLA ROMAN YAZAN TRAJİK KAHRAMAN: PEYAMİ
Beşir Ayvazoğlu’nun Peyami Safa’nın doğumunun yüzüncü yılına armağan ettiği Peyami biyografisi, yazarı her önüyle tanımamızı sağlayacak bir hacme sahip. Ayvazoğlu’nun "Peyami Hayatı Sanatı Felsefesi Dramı" başlığını uygun gördüğü kitap, Peyami Safa’nın hayatının her
Vazgeçilmez sanma kendini.
Toprağın altı, kendini vazgeçilmez sanan insanlarla dolu.
Yaşlanarak değil, yaşayarak tecrübe kazanılır; zaman insanları değil, armutları olgunlaştırır
Peyami Safa Türk edebiyatının zirve isimlerinden birisi...Fakat her nedense isminin cesametine nazaran hakkında yapılan çalışmaların kısıtlı olduğu söylenebilir. Özellikle Beşir Ayvazoğlu'nun biyografisine kadar özgün ve objektif bir çalışmanın yapıldığını söylemek güç. Ayvazoğlu nesnel bir bakış açısıyla Safa'yı yüceltmeden ve yerden yere vurmadan kendi deyimiyle put yontmadan ve günah keçisi aramadan işini yapmış. Aslında işin en zor kısmı Safa'nın emsali az bulunur fikir dünyasına mezkur biyografik metinle ışık tutulması... Bir yandan fikirleri Ayvazoğlu'nun yorumuyla satırlara geçerken diğer taraftan direk sözü aldığı kısımlarla Safa'nın düşünceleriyle okur daha fazla hemhal olmuştur. Tabii fikirleri kadar ilginç olan bir ayrıntı da yazar tarafından gözden kaçırılmamıştır. Onun her biri bir efsaneye dönen bol atışmalı polemikleri en ince ayrıntısına kadar okura sunulmuştur. Safa'nın ömrünün inişli çıkışlı ama bol üretken seyrinin geneline hakim dram havası yazar tarafından çok iyi teneffüs edilmiş olacak ki Safa'nın çektiği acıların geri planındaki sır perdesinin yırtıldığı aşikardır. Safa'yı üstünkörü tanımak için hayatından parçaları içeren eserleri dikkatle takip edilebilir. Fakat eserlerin tamamından biyografiyi süzmek gayet zor bir iştir. Ayvazoğlu bu zahmetten okuru kurtararak, yazarın hayatının dönüm noktalarının izini çok iyi sürmüştür.
Sevgi ile nefret arasında çok ince bir çizgi vardır. Birisinden nefret ediyorsanız ve bir gün onu yenemeyeceğinizi anladığınız zaman onu sevmeye başlarsınız.
