Nazım, "Eski dost düşman olmaz" atasösünün de "ozanca bir dilekten başka bir şey olmadığını" söyler. şarabın yıllanmışı makbuldür ama, dostluğunki çok zaman tam tersine olur, "yılların içinde durgun sular gibi kurtlanır, yosunlanır, tortulanır. Bunun için de düşmanların büyüğü çok kez eski dostlardan çıkar. Eski dost düşman olur, hem de nasıl!"
"Okuldayken resim yapardı. Resim öğretmenimiz Şevket Dağ'dan ben altıdan fazla alamazken o tam numara koparırdı. Buna karşılık edebiyat hocamız İbrahim Necmi Dilmen edebiyattan bana tam numara verirdi. Peyami ise altıdan fazla alamazdı. Ama o edebiyatçı oldu, ben ressam"
Kendisine merhamet gösterilmesinden ve teselli edilmekten nefret eden ve bazan basit bir söz veya nükteden bile değişik anlamlar çıkaran genç bir adam: "Her bedbaht gibi ben de bu basit nüktede bile bir merhametten, bir teselliden şüphe ettim: Kendi kendime güvenimi o kadar kaybetmiştim "