Peygamberimiz Kadınlara Nasıl Davranırdı?

Nuriye Çeleğen

Peygamberimiz Kadınlara Nasıl Davranırdı? Posts

You can find Peygamberimiz Kadınlara Nasıl Davranırdı? books, Peygamberimiz Kadınlara Nasıl Davranırdı? quotes and quotes, Peygamberimiz Kadınlara Nasıl Davranırdı? authors, Peygamberimiz Kadınlara Nasıl Davranırdı? reviews and reviews on 1000Kitap.
BİR KADININ çocuğu ölmüştü. Ağlayıp bağırıyordu. O an Peygamber oradan geçiyordu. Ağlayan kadına teselli vermek istedi. Onunla ilgilendi. Kadına dedi: “Allah’a karşı gelmekten sakın ve sabret.” Kadın o taşkınlık anında kendisiyle konuşanın kim olduğunu fark etmeden kaba sözler söyledi. “Git başımdan! Benim ıstırabımı sen ne bilirsin?” Oysa o ıstırabın ne olduğunu ondan daha iyi bilen kim olabilirdi ki! Hz. Fatıma’nın dışında tüm çocuklarını kendisi kabre koymuştu. O ümmetinin dünya ve ahiretteki sıkıntılarına, bir anne yüreğinin çocuğu için hissettiklerini hisseden kişiydi. Peygamberimiz kadına karşılık vermeden oradan uzaklaştı.
Sa’d’ın kıskançlığını kınıyor musunuz? Emin olun ki ben ondan daha kıskancım. Allah da şüphe yok ki benden daha fazla kıskançtır.” Sahabe şaşırmıştı. Allah nasıl kıskanç olurdu? Peygamberimiz buyurdu. Allah’ın kullarının günah işlemesini istemediğini, bu sebeple kıskanç olduğunu belirtti. Rabbimiz de bizi günahlardan kıskanmaktaydı. Rabbimiz bu vasfından bizlere de vermişti. Eşlerin eşini kıskanması, bu yaratılmış duygumuzun neticesiydi. Peygamberimiz de eşlerine karşı kıskanç olduğunu söylüyordu. Peygamberimizin eşlerinin de peygamberi kıskandıkları oluyordu.
Reklam
HZ. FATIMA sevgili peygamber babasını evine yemeğe davet etmişti. Peygamberimiz kızının evine adım atacaktı ki atmadı. Hiçbir şey söylemeden ayrıldı. Hz. Fatıma babasının niçin böyle davrandığını anlamamıştı. Acaba ne hata etmişlerdi. Onu eve girmekten alıkoyan ne gibi bir kusur vardı. Gün boyu üzüldü Fatıma. Eşi Hz. Ali eve gelir gelmez hemen babasına yolladı. Durumu öğrenecekti. Kendi evlerine Peygamberi girdirmeyen şey ne idi? Peygamberimiz Hz. Ali’ye, Fatıma’nın evine girmesine engel olan nesneyi şöyle anlattı: “Fatıma’nın kapısında nakışlarla süslü bir örtü gördüm. Benim dünyevi şeylerle ne ilgim var?” Hz. Ali cevabı eşine ulaştırdı. Peki, örtüyü ne yapmalıydı? Hz. Fatıma hemen babasına bunu da sordu. Aldığı tavsiye doğrultusunda onu bir fakire hediye etti. İhtiyaç sahibi onu satıp ailesinin geçimine katkıda bulundu. Demek ki peygamberi içeri sokmayan şey dünyeviliği yansıtan bir görüntüydü. Bu bir örtü de olsa dünyaya meyil vermemesi için bir ikazdı.
PEYGAMBERİMİZ sahabileriyle oturuyordu. Onlara Allah’ın kelamından bir ayet okudu: “Muhtaçlara ve fakirlere yardım ederken, malınızın kötüsünü değil de iyisini vermedikçe olgun bir imana kavuşmazsınız. İmanda en yüksek mertebeye çıkmak istiyorsanız, yoksullara malınızın en hoşunuza gidenini bağışlayınız.” (Ali İmran 92)
Hz. Hatice’nin vefatı Peygamberimizi o derece üzmüştü ki Allah, Cebrail ile peygamberine taziyede bulundu. Ölümüne Allah’ın taziyede bulunduğu ilk insandı Hatice. Allah’ı üzüntüsüne taziyede bulunduracak kadar eşinin vefatına üzülen tek eşti Peygamberimiz efendimiz de..
İBN-İ ABBAS bir gün Ebi Rebah’a dedi: “Sana cennetlik bir kadın göstereyim mi?” Ebi Rebah “göster” dedi. İbn-i Abbas: “İşte şu gördüğün siyah kadın… Bir defasında Allah Resulünün yanına geldi ve dedi. ‘Ben sara hastasıyım. Nöbet geldiği zaman kendimi kaybediyorum, üstüm başım açılıyor. Benim için Allah’a dua et, hastalığıma şifa versin!” Kadının bu isteği üzerine Allah Resulü kadına bir teklifte bulundu. Ona dedi ki: ‘İstersen sabret, sana cennet verilsin. İstersen de sana şifa verilmesi için Allah’a dua edeyim.’ Allah Resulünün teklifi, minberindeki kuru direk ağladığı zaman ona ettiği teklife benziyordu. Kadına dünya mı, ahiret mi teklifini yaptı. Siyahî kadın, tereddüt bile etmeden seçimini yaptı. Seçimi ahiretten yanaydı. Peygamberimize dedi: “Öyleyse sabredeceğim.”
Reklam
706 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.