Pinokyo hikayesini bilmeyenimiz yoktur.
Carlo Colladi, beyaz perdeye aktarılan ve çizgi filmlerde boy gösteren bir yazar olarak bilinir daha çok.
Genelde hepimiz Pinokyo'nun yalan söylediği için sürekli burnunun uzamasıyla hatırlarız. Aslında çok farklı konulara da değinilmiştir hikayede. Yanlışlarımızdan ders çıkartmayı öğretir, çabalamayı öğretir bize.
Pinokyo küçük bir çocuktur aslında yaramazlıklarıda cocukluğundandır. Uslu, çalışkan bir çocuk olmayı öğrenir zamanla.
Marangoz Kiraz Dede, bir gün masanın kırık ayağını onarmak için odun parcası bulur. Odun parçası konuşmaktadır. Buna şaşıran Kiraz Dede hemen bırakır elindeki odunu. Gepetto Usta kukla yapmak için odun almaya gelmiştir Kiraz Dedeye. Hemen verir elindeki tuhaf odunu ona. Gepetto Usta başlar kuklasını yapmaya. Burnunu yaptıkça uzar, uzadıkça keser. Sonunda bitmiştir kukla. Pinokyo adını verir ona. Ayaklanan pinokyo başlar ordan oraya koşturmaya. Gepetto Usta yakalamaya çalışır ama kaçar Pinokyo, çok yaramazdır kaçar sokağa başlar koşmaya.
Gepetto Usta Pinokyo'yu yakalayabilecek mi ?
Pinokyo'yu hangi maceralar bekliyor ?
Hatalarından ders çıkartabilecek mi Pinokyo ?
Sonu öyle güzel bitiyor ki kitabın buda sürpriz olsun
Carlo Collodi'nin kaleme aldığı, yalçın aydın Çiçek' in Türkçe seslediği, Didem diyici Okur'un resimlediği Pinokyo'yu her çocuğun okuması gerek. Eğitici, öğretici bir kitap kesinlikle Kaleminize sağlık.
"Gözleri her zaman yarı uykulu olan zavallı Pinokyo, yanmış ayaklarını henüz fark etmemişti; babasının sesini duyar duymaz tabureden atlayıp koşup kazığı çekti. İki veya üç yalpalamanın ardından yere düştü. Ve yere çarptığında, beşinci kattan düşen bir çuval kepçenin çıkaracağı sesin aynısını çıkardı.
–Açın benim için!
Geppetto sokaktan bağırıyordu.
– Babam, yapamam,
Kukla ağlayarak ve yere yuvarlanarak cevap verdi.
– Sen neden yapamıyorsun?
– Çünkü ayaklarımı yediler.
– Peki onları kim yedi?
– Kedi, – dedi Pinokyo, kedinin ön patileriyle talaşları dans ettirerek eğlendiğini gördü.