İdeoloji, başıboş bırakılmaları halinde eşitsizliğe dayalı düzeni tersyüz edebilecek güçleri yatıştırmaya, yönlendirmeye ve yansızlaştırmaya çalışarak bu güçlerin kudretine, yani yadsımak istediği şeyin kendisine kanıt oluşturur.
İdeolojik işleyişin başarısı her zaman aksaklığın varlığına kanıt oluşturur, çünkü sistemde hiçbir sıkıntı olmasaydı, eğer dünyada her şey ideolojinin iddia ettiği gibi yolunda gidiyor olsaydı,ideolojik temsillere hiç gerek kalmazdı.
“Eşitsizlikten yana olmayan bir sivil toplum, şiddeti suçlu ilan eder ve bu yolla kendi örtük şiddetini meşrulaştırır. Antonioni’nin göstermek istediği, devrimci şiddetin aslında bu şiddetin yöneldiği topluma ayna tutmaktan başka bir şey yapmadığıdır.”
Aslında ideolojiye duyulan gereksinimin ta kendisinin toplumda yolunda gitmeyen bir şeylerin varlığına işaret ettiği söylenebilir, çünkü tehdit sezinlemeyen bir toplum ideolojik savunmalara gerek duymayacaktır.
İdeoloji, başıboş bırakılmaları halinde eşitsizliğe dayalı düzeni tersyüz edebilecek güçleri yatıştırmaya, yönlendirmeye ve yansızlaştırmaya çalışarak bu güçlerin kudretine, yani yadsımak istediği şeyin kendisine kanıt oluşturur.
Erkekler için piyasa dünyası, kendilerini -empati gibi- her türlü “kadınsı’”özellikten sıyırmak suretiyle ayakta kalmak için toplumsallaştırıldıkları tehlikeli bir arena ise, evin dünyası da onların tek sığınağıdır. Ev içi ya da aileyle kısıtlı kalan empati kolayca iç bayıltıcı ve abartılı bit hal alır, dış dünyadaki empati yokluğunu telafi edici bir kan bağı duygusallığına bürünür. Dolayısıyla, filmlerde ekonomik politika ile cinsel politika sıkı sıkıya iç içe geçmiştir.