Neye yarıyordu savaşmak ve dua etmek, umutlanmak ve inanmak?
Insanların acı çektiği ve öldüğü dünya, karıncaların acı çektiği ve öldüğü dünyanın aynısıydı. Soluk almaya ya da "Neden insanlar ve Kelebekler" diye sormaya fırsat bulamadan, saçma bir çöp parçasını, ufacık bir saman çöpünü, alınteri ve kanlı gözyaşları pahasına uzağa, daha uzağa, daha daha uzağa götürmenin tek geçerli şey olduğu acımasız ve anlayışsız bir dünya...