Türkçe Sözlü Hafif Batı Müziği

Pop Dedik

Murat Meriç

Pop Dedik Posts

You can find Pop Dedik books, Pop Dedik quotes and quotes, Pop Dedik authors, Pop Dedik reviews and reviews on 1000Kitap.
Tarkan
Bu yılların fenomeni Tarkan'dır. Tarkan, Kıl Oldum Abi'yle girdiği piyasada başta tutunamaz. Katıldığı bir canlı yayımda "çişim geldi" deyiverince medya bir anda üstüne çullanır. Sonrasında Sezen Aksu'nun desteğini alan sanatçı, Acayipsin ile bir anda zirveye oturur. Bunu takiben yapılan Şımarın, ilki ka­dar etkili olamaz belki ama yine de çok satar. Askerlik mesele­si yüzünden bir kez daha tepkileri üzerine çeken Tarkan, bu dönemi de başarıyla atlatır ve 2000'li yıllarda Nazan Öncel'le yaptığı ortak çalışmalarla ve tek başına zirveye kurulur. Tarkan, Erol Büyükburç'tan sonra pop müziğin ikinci "kült" şar­kıcısı olarak tarihte yerini alır.
'80'li yıllar: Pop müziğin gerileme dönemi
1980 askeri harekatı, her şeye olduğu gibi müziğe de indirilmiş bir darbedir. 12 Eylül sonrasında popüler Batı müziği ciddi bir durgunluk dönemine girer. Osman Yağmurdereli, Ersan Erdu­ra, Attila Atasoy, Coşkun Demir, Çetin Alp, Mithat Körler gibi isimler sıklıkla çıktıkları TRT ekranlarında Türkçe sözlü hafif Batı müziği icra ederken, Eurovision Şarkı Yarışması finalleri dışında ciddi çalışmalara rastlanmaz. Piyasa zaten krizdedir. Bir dönemin çok satan pop plaklarının yetini arabesk plakları al­mıştır. Pop, Selami Şahin gibi arabesk tandanslı bestecilerin et­ki alanına girer.
Reklam
Altın Mikrofon’un Bize Kattıkları
Altın Mikrofon'un müzik dünyasına kazandırdığı pek çok isim vardır: Rana Alagöz, Erkin Koray, Cem Karaca, sonraları Haramiler'i kuracak olan Ali Atasagun, daha çok Batman Pet­rolleri Orkestrası adıyla tanınan Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı Orkestrası ve Moğollar bu isimlerden sadece birkaçı. Fikret Kızılok, Asım Ekren, Uğur Dikmen, Cankut Özgül gibi isimler de bu yarışmalara çeşitli grupların üyeleri olarak katıl­ mış, ilk sahne deneyimlerini bu turnelerde kazanmışlardır. Altın Mikrofon'un "kazandırdığı" müzisyenlerden ikisi Cem Karaca ve Erkin Koray, '60'lı yılların sonunda yaptıkları çalış­ malarla popüler Batı müziğinde yeni bir hat açarlar.
Altın Miktofon Yarışması
1965 yılı önemlidir: Hürriyet gazetesi tarafından düzenlenen Altın Mikrofon yarışması bu yıl başlar. 1968'e kadar kesintisiz olarak süren, 1972 ve 1979'da birer kere daha yapılan ve bir­ çok ismi müzik dünyasına kazandıran Altın Mikrofon Arma­ğanı Yarışması, "Batı müziğinin zengin teknik ve şekillerinden faydalanılarak, yine Batı müziği aletleriyle çalınmak suretiyle Türk musikisine yeni bir yön vemı:ek için hazırlanmıştır" . Ül­ke çapında büyük ilgi gören yarışma, taşranın da Batı müziği yapan gruplarla tanışmasını sağlar. Yarışmanın en önemli yanı ise birincisinin halk tarafından belirlenmesidir. Üstelik yarış­ maya katılan sanatçılar, Hürriyet tarafından düzenlenen bir turneyle Türkiye'yi dolaşır ve şarkılarını binlerce insan karşı­ sında canlı olarak seslendirirler. Bu, Adana'dan Gaziantep'e, Elazığ'dan Çanakkale'ye birçok ili kapsayan bir tumedir. Tur­ ne sayesinde, Batı müziği icra eden ekipler Türkiye çapında kendilerini duyurma olanağı bulurlar.
1969 iki ilginç ismi bir araya getirir: İzmirli genç kız Sezen Seley, Ajda Pekkan ve Durul Gence’nin de yer aldığı jüriyi geçemez ve elenir. Birinciliği ise İtalyan Lisesi’nde okuyan İstanbullu bir genç kız kazanacaktır: Nilüfer Yumlu. Yumlu, bu yarışmadan sonra bir süre okuluyla ilgilenir. 1972 sonrasında ise Nino Varon elinden tutar ve Dünya Dönüyor’dan Geceler’e uzanan şahane şarkıları birbiri ardına onun yorumuyla dinlemeye başlarız. Bu yarışmada elenen Sezen Seley ise 1975 sonrasında Sezen Aksu olarak hayatımıza girer.
Sayfa 277Kitabı okudu
‘90’lı yıllarda, daha önce “Türkçe sözlü hafif müzik” olarak anılan türe, “Türk popu” denilmeye başlanır. Türkiye’deki seyrine 50’li yıllarda rock’n’roll, twist, ça-ça, çarliston, samba gibi türlerin girişiyle başlayan Batı Müziği, ‘60’lı yıllarda geniş kitlelerle buluşmuş, ilk yıldızlarını yaratmış ve ilk ciddi ürünlerini vermiştir. 70’li yıllar bu müziğin altın yıllarıdır: “Pop oturup pop kalktık” deyimi tam anlamıyla yerini bulur. Türkiye’nin kayıp yılları olarak anacağımız 80’li yıllar boyunca pek adından söz ettirmeyen Batı Müziği, nihayet, ‘90’lı yıllarda kendi adını koyar: “Türk popu”.
Reklam