Portakal Yokuşu sözleri ve alıntılarını, Portakal Yokuşu kitap alıntılarını, Portakal Yokuşu en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
“Çocuklarım var mı bilmiyorum, hüznü az neşesi bol bir ev düşlüyorum. Bahçeden kopardığım çıtır çıtır sivri biberler, dalından pembe domatesler. Onları güzelce kesip zeytinyağı gezdiriyorum üstüne. Biraz da eski kaşar ve yeşil zeytin bol limonlu. Başka şeye hacet yok. Orda öylece etrafı, hayvanları, ağaçları izleyerek yapıyorum kahvaltımı. Rüzgârda hışırdayan yaprakların sesi. İçinde kaybolup gitmek istediğim anlardan hayatın gerçekliğine uyanıyorum. Zırlayan alarm!”
Düğünlerde zorla dans eden insanların mecburiyeti içindeyim. Evlilik kadar gerçek bir müessesenin bu kadar yapaylık içinde gerçekleştirilmesi beni her zaman şaşkına uğratır. Yüzlerde tanınmayacak kadar makyajla, hiç kimseyi kırmamanın verdiği nezaket maskesiyle başlar iş. Bir ritüeli gerçekleştirmenin peşindedir herkes. Tanımadığın yüzlerce kişiyi öpmek zorunda kalırsın mesela. Oysa bir hayatı yaşamak için yapılacak olan başlangıcın en güzeli samimiyet olmalıdır. Birkaç dost ve aile. Mutlulukla edinilen dans, keyifle yenilen pasta...
Çocuklarım var mı bilmiyorum, hüznü az neşesi bol bir ev düşlüyorum. Bahçeden kopardığım çıtır çıtır sivri biberler, dalından pembe domatesler. Onları güzelce kesip zeytinyağı gezdiriyorum üstüne. Biraz da eski kaşar, ve yeşil zeytin bol limonlu. Başka şeye hacet yok. Orda öylece etrafı, hayvanları, ağaçları izleyerek yapıyorum kahvaltımı. Rüzgarda hışırdayan yaprakların sesi. İçinde kaybolup gitmek istediğim anlardan hayatın gerçeğine uyanıyorum. Zırlayan alarm!
Ben bir kalbi hiç kırmamış, incitmemiş olmayı dilerdim. Hiç kimsede açılmış bir yaram olmasın isterdim. Kendi yaralarımı sararken başkalarında açtığım tüm yaralar kalbimde ağır yük şimdi…