Post Öykü - Sayı 42 (Eylül-Ekim 2021)

Post Öykü

Post Öykü - Sayı 42 (Eylül-Ekim 2021) Posts

You can find Post Öykü - Sayı 42 (Eylül-Ekim 2021) books, Post Öykü - Sayı 42 (Eylül-Ekim 2021) quotes and quotes, Post Öykü - Sayı 42 (Eylül-Ekim 2021) authors, Post Öykü - Sayı 42 (Eylül-Ekim 2021) reviews and reviews on 1000Kitap.
Taşraya dair ne varsa -sıkıntı ve keder içerse de- samimi ve sıcak addedilirken; modern kent, kendisinden kaçılan, kalabalık, karmaşık ve kütücüldür. Böyle büyük kentlerde Tanrı'yı ararken bittabii kötülüğe de rast geliniyor. "Kayıp Sultan" öyküsünde "Zaten bu şehirde insan Tanrı'yla şeytanın sesini birbirine kartırmaktan kendini alıkoyamaz" diyor kahraman. Kent kimi zaman insan yutan dev gibidir, uçsuz bucaksızdır. "Eşikten Öte de "Oysa altı yıldır bu insan azmanı şehirdeyim..." diyor diğer bir kahraman. "Bu şehrin baronları, bu şehrin muhafızları vardı; dantel gibi işlenmiş kıvrımlarına baktığımızda gözlerimizi oyan muhafızlar..." tam olarak bu şehir, sıradan insana göre değildir.
Sayfa 136 - ketebeKitabı okudu
Bir sanatçı olarak görevimiz diye başlayan her cümle sanatın kutsanması ve ironik şekilde toplumsal olandan ayrılması anlamına geliyor. Oysa hayat bir bütün. Ben masa başına toplumcu gerçekçi bir öykü yazmak için oturup görevimi yaptıktan sonra günlük hayatıma dönmemeliyim. Bir hayat görüşüm olmalı, meselelere bakışım kendiliğinden belirmeli ve taşmalı. Bana kalırsa doğal ve sahici olan budur.
Sayfa 103 - ketebeKitabı okudu
Reklam
Her şey harikaydi. Koca masal onu mutlu etmek için emrine amadeydi. Ama o mutlu değildi. Evet, mutlu değildi. Ne Bay Fare, ne Aceleci Tavşan, ne de Sırıtan Kedi... Hiçbiri mutlu etmiyordu onu. İçinde masalların dolduramadığı bir boşluk vardı.
Sayfa 75 - ketebeKitabı okudu
Öykü veya roman kurgularken elbette kendi hayatımızdan hareket ederiz. Gözlemlerimiz bizi harekete geçirir. Bir şey bizi çok üzmüştür ve aynı zamanda çok etkilemiştir. Bizde bir öykü fikri uyanır. Ancak öyküyü yazdıran şey fikir değil duygudur. Bu fikir, bir duyguyla döllenirse biz bir öyküyle buluşuruz.
Sayfa 72 - ketebeKitabı okudu
İlham beklenen bir şey midir? Hayır. İlham çağrılan bir şeydir. İnsan yazmayı arzularsa yazar.
Sayfa 71 - ketebeKitabı okudu
Bazen genç yazar, kendini fildişi kulede yaşatma hayalleri kurarken, bazen her insan kadar toplumsal bir hayat yaşamayı kurarken yanılıyor. Kendini hayatın cangılına kaptıran birinin eser vermesi pek mümkün gözükmüyor. Ama bir taraftan da kendini tümüyle soyutlayan bir kurmaca yazarı, bu tercihinin sonuçlarını Salinger gibi ödeyebilir. Ormanda bir eve kapanan Salinger'a hocası, yazdıkların dua metinlerini andırıyor, demişti. Toplumdan fazla soyutlanmanın bedeli. Topluma fazla "kapılmanın" da bedeli var.
Sayfa 70 - ketebeKitabı okudu
Reklam
Edebiyat, yan yana gelmemiş kelimeleri yan yana getirme cambazlığı yani bir tür "kombinasyon akrobatlığı"ndan ibaret olamaz. Edebiyatın dünyaya ve insana ilişkin kaygıları olmalıdır ve bu kaygılar edebiyatı yaşatan bir enerjiye dönüşmelidir.
Sayfa 70 - ketebeKitabı okudu
Hiç kimseyi tanımadığım, hiç kimsenin beni tanımadığı bu kalabalıkları deliler gibi seviyorum. Böyle zamanlarda kendimi, tekerlekli bir cam fanusun içinde yalnızca benim onları gördüğüm hayaline kapılıyorum. İnsanı, sadece böyle sevebiliyorum. Birileri beni geçiyor. ben de başka birilerini. Kimisiyle aynı yönde kimisiyle ters yönde yürüyoruz. Birbirimizin hiçbir şeyini bilmeden, mesela irinli kasıklarını, günlerdir su değmemiş koltuk altlarını, sol ayağındaki mantarı, az önce ettiği küfrü, günlerdir kafasını kurcalayan o ağır yükü, yirmilik dişininin kancık ağrısını, yetiştiklerini veya geç kaldıklarını, ihanetini, sadakatini, piçliğini, cebindeki son beşliğini, ilk günahını, avuçlarındaki kanı, tırnaklarının arasındaki çiş ve bok parçalarını, bir insanı ne zaman nasıl ve ne kadar sevebileceğini, ne olursa nefret edeceğini, en son ne için hangi yalanı söylediğini ya da kimin yalanına kandığını, hayatında kimse olup olmadığını, birinin hayatında kimse olup olmadığını bilmeden ve umurunda da olmadan geçip gitmenin benzersiz hazzı. Çünkü bilince yani birilerine ait birtakım bilgilere sahip olunca mesela, bir kere soluyunca bir daha burnundan çıkmayacak her köşede arayacağın kokusu, denk gelmedikçe yanan canın ve işte bunların omuzlarına karabasan gibi çöküşü.
Sayfa 15 - ketebeKitabı okudu
Zaten ellerini de fotoğraflardan gördüm. Sesini, sesiniiiiiii... Sesini de bir şekilde duydum. iste onu söylemeyeyim. Ama cümlelerini çok okudum. Her yazdığın cümleyi okudum, bazen yanlışlıkla tekrar tekrar okudum. Bazen bilerek, defalarca. Bir maden işçisi gibi indim kelimelerinin altına. Kimi zaman üzerime çöktü. Kimi zaman, kimi zaman.... Şarkılı kısmı yukarıdan düzenle! "Gün, senden ışık alsa da bir renge bürünse Ay secde edip çehrene yerlerde sürünse Her sey silinip kayboluyorken nazarımdan Yalnız o yeşil gözlerinin nuru görünse"¹
Sayfa 12 - ketebe / ¹atsızKitabı okudu
30 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.