Hareketi sağlayan unsurlardan biri boşluktur. Boşluklar doluluklardan önemlidir. Lao Tzu şöyle demiştir: "Bir yapının gerçeği döşeme ve duvarlarında değil, içindeki boşluklardadır."
Sır elbette söylenmeyendir ama asla unutulmayandır da! Bir şeyi unutmamanın en iyi yolu onu bir sırra dönüştürmektir. Sır asla söylememesi ve o yüzden de asla unutulmaması gerekendir.
Kendimize ait olan ne peki? Kendimize ait olan yalnızca duygularımızdır belki de. İşte bu nedenle bir insanın ötekini anlaması, yalnızca duygularını anlaması demektir.
Suçluluk duygusu suçun borcu olarak ortaya çıkar. Suçun bedeli ödenebilir ya da affa uğrayabilir. Oysa kimi zaman suç cezalandırılmış olsa da yani bedeli ödenmiş ols da utancı devam eder.
Çünkü utanç çok daha derin ve eski bir duygudur.
Birbirini anlamak için aynı anadile sahip olmak zorunlu mudur? Muhtemelen hayır, çünkü hiçbir zaman aynı dili konuşmayacağız. Çünkü hiçbir zaman aynı anneye sahip olmayacağız.
Çünkü hepimizin anadili farklı, çünkü annesi farklı!
Nevroz: Bir neolojizmdir. 1769'da İngiliz hekimi W. Cullen Edinburg Üniversitesi'nde çalışırken yayınladığı Synopsis no-soligene methodicae in usum studiosorum'da ilk kez "neuroses" terimi kullanılır. Cullen, Sydenham ve Willis'in miraçısıdır. Cullen bir organda lokalize olan bir bozuklukla sinir sisteminin bozulmasına genel olarak birbirinden ayırmak istemiştir. Metodolojik nozolojisinde Latince kökenli bir sözcük olan "neuroses" olarak adlandırdığı "sensitivite ve motorisitede ateş ve organ lokalizasyonu olmadan ortaya çıkan hastalık"lardır. Neuroses sözcüğü İngilizce "neurosis", Fransızca "névrose" veya "maladie nevreuse", Almanca "neurose" olarak kulanılmaya başlanmıştır.