Bir ulusun mitolojisini belirleyen tarih değildir, aksine tarihi belirleyen mitolojidir. Bu da Vergilius'un şu sözünü akla getirir: "Kaderimizi* seçtiğimiz tanrılara** göre çizeriz."
Analizdeki kritik nokta, serbest çağrışımlarından birinde "Tanrı için şeytan bir isyankardı" ifadesiyle birlikte geldi. Keyif içinde şu ifadeleri tekrarladı: "Kurtarıcı şeytan! İsyankar şeytan!" (...) Şeytanın Lucifer biçiminde cennetten kovulduğunun ve varlığını isyan ettiği şeye borçlu olduğunun altını çizdi.
... bir kez daha görevimizin insanları 'iyileştirmek' olmadığını imliyor. Zeki erkek ve kadınların psikoterapinin iyileştirip iyileştirmediği üstüne yürüttükleri tartışmalar ve psikoterapiyi on dokuzuncu yüzyıl Batı yöntemine uyarlamak için harcanan onca zamanı düşündükçe yüzüm acı içinde buruşuyor. Bizim görevimiz, bireysel cehennem ve araflarında yolculuğa çıkan insanların kılavuzu, dostu ve yorumcusu olmaktır. Bizim görevimiz hastaların KURBAN olarak kalmaya devam edip etmeyeceklerine -ZİRA KURBAN OLMANIN KİŞİNİN AİLESİ VE DOSTLARININ YANI SIRA İKİNCİL FAYDALAR BAĞLAMINDA DA ÖNEMLİ FAYDALARI VARDIR- karar verebilecekleri ya da bu kurbanlık halinden kurtulmayı seçerek, bir tür cennet hissine ulaşacakları araftan çıkmayı mı seçebilecekleri bir noktaya gelmelerine yardım etmektir. Hastalarımız, genellikle sona doğru, cesurca çıktıkları bu yolculuğu özgürce verecekleri bir kararla bitirme konusunda anlaşılır bir korkuya kapılırlar.
"Ebeveynler zamanlarının yüzde doksanını harcayabileceklerinden çok para kazanmaya ayırıp, ailelerine yalnızca yüzde beşini ayırdıklarında bu değer yargıları doğrudan çocuklarına da geçer. Onlara ailelerin önemli olmadığı mesajını verir. Önemli olan para kazanmak, paralı olmak ve para harcamaktır. "
Kişiliğinizi işverenlere ya da kendinizi sevgilinize ve olası kayınvalide adayınıza nasıl satabileceğinizle ilgili kitaplar yayımlanıyordu. Kendinizi satmak iyi bir şeyken, köşe başında kendi bedenini satmanın neden kötü olduğuna dair ayrım asla çok açık değildi.