Siyahın içindeki karanlık kuyularda geçirdim koca bir hayatı. Soğuk duvarların, paslı demirlerin üzerine kazıdım özlemlerimi. Yapraklarında günleri saklayan takvimleri unuttum. Farkına varamadım geçen saatlerin. Dakikaların saniyeleriyle boğuştum. Ne çocukluğum kaldı yanımda, ne de gençliğim. Tek bir şey kaldı heybemde, tek bir gerçek asılı kaldı hücrelerimde.
Anladım ki, her tesadüf sırlarıyla düşüyordu insanın hayatına. Kimi geçmişini sorgulatıyordu, kimi geleceğini. Kimi aydınlığı bırakıyordu, kimi karanlığı…
Her hikâyenin bir sonu vardır derler, peki ya son dediğimiz aslında bir başlangıçsa?
Hüzünlü bir hikâye. Ağlayasınız varsa bu kitap size yardımcı olacak. Sayfalar ilerledikçe merak edeceksiniz bir şeyleri... Sevdiğini kaybetmenin acısını yaşayan Savaş Bey'in bitmeyen bir Hayal'i var. Peki ya Hayal'in kimi var?
Gurur babasının mezarından ayrılırken Savaş beyi görüp yardım edip evine getiriyor o sırada üniversite gördüğü aşık olduğu fakat açılamadığı kızın yani Perinin, Savaş Beyin manevi yeğeni olduğunu öğreniyor.Tesadüfle birlikte aşk başlıyor.Peri Savaş beyin içe dönük dünyasını hikayesini anlatıyor ve Hayali araştırırken aslında Hayalin Gururun annesi olduğunu öğreniyorlar. Gerisi kitapta.Kısacası film tadında tam lezzetlik bir romandı tavsiye ederim.
