Bir animasyon şirketinde çalışan animasyon sanatçısı Guy Delisle'in, dünyanın kara kutusu Kuzey Kore'nin başkentine olan Pyongyang'a bir yolculuğu.
Kendi ilaçlarınızın kendiniz getirdiğiniz, musluk suyu içilmediği, telefon ve internetin olmadığı, cafelerin olmadığı, geceleri ışık açılmadığı bir ülke düşünün burda nasıl yaşardınız?
İşte bu dediklerimiz hepsi Kuzey Kore'nin gerçeği. Guy Delisle daha ülkeye girmeden yanında bir radyo ve bir kitap getiriyor. Kitabın ismi de 1984-George Orwell. Radyoyu kaçak yollarla getirdiği için kimseye demiyor haliyle. Hangi frekansı denerse denesin hep aynı istasyon çıkıyor karşısına.
Haftanın 6 günü çalışan insanlar, pazar günü gönüllü işlerde görev alıyorlar. Düşünmek, kendine zaman ayırmak için bir dakika izin bile vermiyor size bu diktatörlük.
Dünyanın tek komünist hanedanı olan Kim İl-Sung ölmüş olmasına rağmen ülkenin hala başkanı. Baba ve oğlun rozetlerini gögüslerinde taşımak mecburi. Başkanlarının 20 metrelik heykelinin önünde taparcasına eğiliyor Kuzey Kore halkı.
Ülke savaş her an kapılarında gibi donanmış. Her yer tertemiz. İnsanların hepsi robot gibi. Düşünmek yok, sadece denileni yapmak var.
Eğer bağımsız çizgi romanları seviyorsanız Guy Delisle'in bu kitabına göz atmanızı tavsiye ederim. Hafif mizaç ve iğnelemeleri yapması yazarın hoşuma gitti ayrıca. Başkentin mimari yapılarını çizmesi de bir o kadar güzeldi.