Quotes

See All
Atatürk'ün kemiklerini sızlatacak olay!!!
Suudi Krallığı'nın bu siyasal ve ideolojik yaklaşımını, Suudi kökenli finans kurumları, şirketler ve dinsel amaçlı vakıf olayı izlemiştir. Bu ilişki ağı, toplumu günden güne etkilemiştir.Bugün Türkiye, Suudi'lerden gelen İslâmcı akımlara kapısını ardına kadar açmıştır Olaylara bu açıdan bakarsanız, koskoca Türkiye Cumhuriyeti'nin yurt dışındaki din görevlilerinin aylıklarını, Suudi Krallığı'nın bir kuruluşu olan "Rabıta Örgütü" adlı bir şeriat örgütüne ödetmesi, sanıyorum ki, cumhuriyet tarihimizin en acı olaylarından biridir. Atatürk'ün kemiklerini sızlatacak olay işte bu olaydır.
Sayfa 155Kitabı okudu
Put Adam!
1982 yılından 1984 yılına kadar, Diyanet İşleri Başkanlığı eliyle yurt dışına atanan imamların aylıkları "Rabıta örgütü" nce ödenmiş. Ne yazık ve ne acı ki böyle olmuş. Koskoca Türkiye Cumhuriyeti, yurt dışında görevlendirdiği imamlara verecek para bulamamış da bu parayı bir şeriat örgütü olan "Rabıtat-al-Alâm al-İslâmî"ye ödetmiş. Atatürk hakkında hakaret dolusu «Sanem Adam - Put Adam» kitabını basan ve dağıtan bu şeriat örgütüne! Hem de sabah - akşam Atatürkçülükten söz edildiği dönemde yapılmış bu «mutabakat».
Reklam
20. yüzyılın son çeyreğinde yaşıyoruz. İnsanlık tarihi, artık bizlere, düşünce ve inançların zorla yok edilemeyeceğini göstermelidir. Tersine, nerede siyasal görüş ve inançlar şiddetle bastırılmak ve yok edilmek istenmişse, bu düşünce ve inançlar, en çok bu rejimlerde güçlenmişlerdir. Çare, solda ve sağda, düşünce ve inanç özgürlüklerini kısıtlayan bütün engellerin kaldırılmasıdır.
Sayfa 156Kitabı okudu
Kenan Evren'e
Sen Atatürkçüsün!.. Öyle bir Atatürkçüsün ki, içerde MSP'yi şeriatçılık suçlamasıyla yargılarken, dışarda Suudilerin Rabıta örgütüyle Cumhuriyet devleti görevlililerini şeriatçılık üzere işbirliğine bağlarsın!.. 20 Mart 1987 - İlhan Selçuk
Bakın 82 darbe döneminde neler olmuş!?
Diyanet İşleri'nin denetimindeki camilerde görevli imam- lara Türkiye Cumhuriyeti bütçesinden aylık ödenmesi doğal.Desem ki: "Bir süre bu imamların aylığı "Rabitat-al-Alam al-İslâmi" adlı şeriat örgütü tarafından ödenmiştir." "Olmaz, olamaz" dersiniz. Olmuş. Hem de 12 Eylül döneminde. Hem de Atatürkçü- lükten en çok söz edilen bir dönemde.12 Eylül döneminde görev almış, adının açıklanmamasını isteyen bir bakandan dinlemiştim bu konuyu. "Sayın Mumcu, Diyanet İşleri yurt dışına din hizmeti götür- mekte çok geç kaldı. Kalınca da yurt dışında Süleymancılık, Milli Görüşçülük gibi akımlar at oynattı. Hemen yurt dışına din adamı gönderelim dedik. Baktık mevzuat yok ortada, Tabii pa- ra da... Suudilerle anlaştık. Bir mutabakat gereğince Türk imamlarının aylıkları bir süre, 1982 yılından 1984 yılına kadar Rabıta örgütünce ödendi."
Sayfa 137Kitabı okudu
Ahmet Kütahyalı, tam anlamıyla bir "devrim muhafızı." Bana kalırsa da Cemalettin Hoca'dan çok daha yetenekli. Hem zeki, hem akıllı. "İran'ın sizin hareketinize bir maddi yardımı oluyor mu?" diye soruyorum. Yanıtlıyor: "Maalesef sizin ya da gazetenizin ve okuyucularınızın ürk- tüğü, korktuğu veya tüm Türkiye'deki rejime bağlı olan veya rejime İslâmi meselelerin dışında karşı olanların korktuğu, ürktüğü gibi büyük çapta yardım edebilme imkanlarına sahip değil. Ama inşallah o da olacak bir gün." "Büyük çapta, küçük çapta ama demek ki, bir yardım var." "Şöyle diyelim. Yani tüm dünyada silahlı yardım söz ko- nusu değil." "Kaplan Hoca'nın kitapları, dergileri. Bu paralar nereden geliyor?" "Dünyadaki hiçbir yere yardım edecek güçleri yok. 7 se- nedir savaş yapan bir ülke. Bütün dünyaya karşı savaşıyor. Ga- zeteleri ile, solu ile, sağı ile açıktan kafirim diyen insanlarla savaşan bir devlet." "Peki hiç yapmıyor mu?" "Gücünün yettiği kadar yapıyor şimdilik. Sadece Irak'taki kafirlerle meselesi yok. Bütün dünyadaki kafirler ile aynı za- manda mücadelesi var İran'ın." Berlin'de Cafer-i Sadık Camii'nde de bir İranlı ile karşılaş- mıştık. Cafer-i Sadık Camii, Caferî mezhebine bağlı olanların namaz kıldıkları bir camiydi. Kars-Iğdırlı yurttaşların açtıkları camide bir İranlı ile karşılaşmış ve biraz da tartışmıştık. Aynısözleri söylüyorlardı Ahmet Kütahyalı ile.Ve cami duvarında İran İslâm inkılabı ile ilgili yazılar göze çarpmaktaydı. İran Başkonsolosluğu'na girmiş gibi olmuştum!
Reklam
Uğur Mumcu araştırıyor, buluyor, yazıyor. Devlet bilmiyor. Olacak iş mi?
Sayfa 275Kitabı okudu
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.