Anladık ölüme çare yok
Kazaya belaya çare yok
Saç dökülmesine
Yüz buruşukluğuna çare yok
Anladık çare yok
İşsizliğe de mi yok
Açlığa da mı yok
Anlamadık gitti
Çare yok.
Balıklar için deniz lazım
Sevişmek için işsiz olmak,
Ve geceleri yatakta
Duymamak için tabanların sızısını
Zengin olmak lazım
Oysa ıslık çalmak için
Bir şey lazım değil.
Uyuyamayacaksın
Memleketin hali
Seni seslerle uyandıracak
Oturup yazacaksın.
Çünkü sen artık o sen değilsin
Sen şimdi ıssız bir telgrafhane gibisin
Durmadan sesler alacak
Sesler vereceksin.
Uyuyamayacaksın
Düzelmeden memleketin hali
Düzelmeden dünyanın hali
Gözüne uyku girmez ki...
Uyuyamayacaksın
Bir sis çanı gibi gecenin içinde
Ta gün ışıyıncaya kadar
Vakur metin sade
Çalacaksın.
Tanıdığım bir ağaç var
Etlik bağlarına yakın
Saadetin adını bile duymamış
Tanrının işine bakın.
Geceyi gündüz biliyor
Dört mevsimi, rüzgarı, karı
Ay ışığına bayılıyor
Ama kötülemiyor karanlığı.
Ona bir kitap vereceğim
Rahatını kaçırmak için
Bir öğrenegörsün aşkı
Ağacı o vakit seyredin.