Rasulullah Efendimiz'den Eğitim Düsturları

Osman Nuri Topbaş

Rasulullah Efendimiz'den Eğitim Düsturları Quotes

You can find Rasulullah Efendimiz'den Eğitim Düsturları quotes, Rasulullah Efendimiz'den Eğitim Düsturları book quotes, the most impressive sentences and paragraphs on 1000Kitap.
Sehâveti Öğretti
Efendimiz ﷺ, yaşama zevkini bir kenara bırakıp yaşatma sevdâsına gönül vermişti. Sahâbe de bir gölgenin sahibine olan ittibâsı gibi Efendimiz’i takip ettiler. Meselâ yoksul bir sahâbîye ikram edilen bir koyun başı; “Komşum benden daha aç olabilir.” düşüncesiyle komşudan komşuya devredilerek yedi kapı dolaştıktan sonra ilk ikram edilene geri döndü. Zira içlerinde en aç olanı, ilk ikram edilen idi. (Hâkim, II, 526)
"Allah ve Rasûl'üne muhabbet, insan ruhunun pırlantasıdır."
Sayfa 82 - Erkam yayınlarıKitabı okudu
Reklam
"Cenâb-ı Hakk'ın ve ahiretin unutulduğu her devir, câhiliye devridir."
Sayfa 9 - Erkam yayınlarıKitabı okudu
"Efendimiz (sav), insanlıkta tecellî eden ilâhî bir mûcizedir."
Sayfa 36 - Erkam yayınlarıKitabı okudu
İnsanlık mânevî bakımdan büyük bir sefâlet yaşıyor. Sefâletini de saâdet zannediyor. Çünkü İslâm’ın hakîkî muhtevâsından haberi yok. Bugün insanlık, hidâyete muhtaç. Saâdeti arıyor. Aradığı saâdet ve huzur da İslâm’da. İslâm, insanlığın ihtiyacına kâmil mânâda cevap verebilen bir dünya görüşüne sahip. Menfî şartlanma (ön yargı) içinde olmayan bütün muhataplarının akıl ve gönül dünyalarını tatmin edebilecek yegâne hak dîn…
Peygamber Efendimiz ﷺ, nasıl zâlim bir câhiliye devrinin ıslâhına vesîle olarak onu asr-ı saâdete dönüştürdü ise, bugün de insanlığı huzura erdirip kurtaracak olan, yine O’nun rahmet nefesidir.
Reklam
Hazret-i Mevlânâ, rûhunda yanan aşk ateşinin ölümle bile sönmeyeceğini, bir beytinde şu şekilde ifade ediyor: “Vefâtımdan sonra benim kabrimi aç ve içimin ateşi sebebiyle kefenimden nasıl duman yükseldiğini gör!”
Hazret-i Ömer (ra) buyuruyor: “İnsanları ıslâh edebilmemiz için, önce kendimizi ıslâh etmemiz gerekir.”
Eğitim, oturma işi değildir. Efendimiz ﷺ, insanlara İslâm’ı tebliğ etmek için çırpındı. “Gelsinler anlatayım.” demedi. Taşlanmayı göze alarak Tâif’e gitti. Dönüşte bir köleyi buldu, ona hemen tebliğde bulundu. Hiçbir fırsatı değerlendirmeden geçmedi. Eğitimci de, her an bir eğitim fırsatı aramalıdır. Şayet ararsa, Allah önüne çıkarır. Fakat, bu arayışı şuur hâline getirmeyenin önüne sayısız fırsat çıksa bile, onlara gâfil kalır. Rasûlullah ﷺ Efendimiz şöyle buyuruyorlar: “Dünyanın dört bir yanından insanlar gelip dîni iyice öğrenmek ve onda derinleşmek isteyerek size tâbî olacaklar. Onlar size geldiğinde kendilerine îtinâ gösterin ve onlara (dâimâ) hayırla muâmele edin!” (Tirmizî, İlim, 4/2650)
Kur’ân’ı Yaşayıp Yaşatmakta Örnek
En muazzam ve muhteşem kültür, Kur’ân kültürüdür. Hayatın bütün muhtevâsında bu kültürün en büyük mürşidi de, Peygamber Efendimiz ﷺ’dir. Rasûlullah ﷺ Efendimiz’in 23 senelik nebevî hayatı, Kur’ân’ın fiilî bir tefsîri mâhiyetindedir. O, bütün asırlara en güzel bir numûnedir. Efendimiz ﷺ, kendisinin yaşamadığı bir hayatı emretmedi. Önce kendisi yaşadı, ashâbına da nasıl yaşanacağını bizzat örnek olarak öğretti. Sahâbe-i kirâm da, Rasûlullah ﷺ’den on âyet öğrendiklerinde, evvelâ bunlardaki emir ve hikmetleri iyice anlayıp tatbik ettiler, daha sonra diğer on âyete geçtiler. Böylece Kur’ân’daki ilimlerle âmil, hikmetlerle de kâmil hâle geldiler. (Bkz. Ahmed, V, 410)
70 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.