Reading Zindanı Balladı

Oscar Wilde

Reading Zindanı Balladı Gönderileri

Reading Zindanı Balladı kitaplarını, Reading Zindanı Balladı sözleri ve alıntılarını, Reading Zindanı Balladı yazarlarını, Reading Zindanı Balladı yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
o gece endişe ete-kemiğe büründü, tüm ıssız koridorlarda dolaşır oldu, ve bu demirden kentte sessiz ayaklar bir aşağı, bir yukarı süzüldü durdu, ve yıldızları örten o parmaklıklardan bembeyaz yüzler bakındı durdu. o ise uzandı, hayallere dalmış gibi, yeşil, serin bir vadideydi sanki, onu uyurken görenler bir türlü anlam veremediler, bir insan nasıl böyle rahat edebilirdi bu kadar yakındayken celladın nefesi.
o sarı çukur açmıştı ağzını, bekliyordu canlı bir şeyi yutmayı: yerdeki çamur bile kan istiyordu, kan susamış, zift karası meydandan: ve biliyorduk ki, hoş bir seher vakti asacaklardı mahkûmlardan birini. içeri girdik doğruca, ruhlarımız müesser, aklımızda yalnızca ecel, keder ve kader: elinde küçük çantasıyla cellat ise geçti, o kasvetin arasından, ayak sürüyerek; her birimizi bir titremedir aldı numaralı mezarlarımıza sürünüp girerken
Reklam
o ise günde iki kez piposunu tüttürür, yanında da birasını içerdi: ruhu daima metindi, yer yoktu yüreğinde endişeye; mutluyum derdi hep, celladın elleri yakında diye.
kuşatmıştı ikimizi de zindan duvarları, öteki adamlardık ikimiz de: dünya bizi kalbinden söküp atmıştı, tanrı bizden yana bakmıyordu bile: günah'ı bekleyen bir demir kapan kıskıvrak yakalamıştı ikimizi de.
aşk ve hayat güzel olduğu zaman, ne tatlı olur keman sesiyle dans etmesi: pek nazik ve nadir olur sazlarla, sözlerle dans etmesi: ama güzel olmaz hiçbir zaman titrek ayaklarla havada dans etmesi! sonra seyrettik onu gün be gün, meraklı gözlerle, iç kemiren şüpheyle, ve düşündük acaba yolun sonu bizim için de aynı yere çıkar mi diye, çünkü kim bilir, kimin kör ruhu savrulacaktı cehennemin dibine
ne hoştur meşe'nin, karaağacın yaprakları, bahar mevsiminde yeşeren dalları; ama ne fenadır görmek darağacını, ve köklerindeki yılan ısırıklarını: ve dinç de olsa, cılız da olsa, o adam, mutlaka ölecek, gençliğine doyamadan! en yüce yerdir zarafetin tahtı, uğruna tüm insanlann uğraştığı: peki kim dayanabilir darağacında boynunda kendir ilmekle durmaya, ve gökyüzüne son bir defa celladın elleri arasından bakmaya?
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.