Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Peygamberimizin 1400 Yıl Önce Yediği Yemeklerin Tarifleri

Resulullah'ın (a.s.m.) Sofrası

Ülkü Menşure Solak

Resulullah'ın (a.s.m.) Sofrası Gönderileri

Resulullah'ın (a.s.m.) Sofrası kitaplarını, Resulullah'ın (a.s.m.) Sofrası sözleri ve alıntılarını, Resulullah'ın (a.s.m.) Sofrası yazarlarını, Resulullah'ın (a.s.m.) Sofrası yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Hadisler ve hadislerin aktarıldığı anlatılarda Resulullah (asm); az yiyen, yedikleri için şükreden, yiyecek içeceği çocukluğundan beri talep etmekte çekingenlik gösteren, çok yemenin insan ruhuna zarar verdiğini, iyiliği ve imanı olumsuz etkilediğini dile getiren ve insanları yiyecekleri eşit, adil paylaşmaya yönlendiren biridir. (Kadi 'İyaz, Şifa-i Şerif, c.1, ss.729-730; İbn Kayyim El-Cevziyye, Zâdul-Meâd, c.2, İstanbul, 2008, s.496) Kaynaktan aktarıldığına göre, dadısı Ümmü Eymen, bu hususu şu ifadelerle dile getirir "Resulullah'ın, çocukluğunda ne açlıktan, ne de susuzluktan şikayet ettiğini görmedim, Sabahleyin bir yudum zemzem içerdi. Kendisine yemek yedirmek istediğimizde, 'istemem, karnım tok' derdi.
İbn Mesud'dan rivayet edildiğine göre: "Düğünde ilk gün yemek vermek gereklidir. İkinci gün verilen yemekler sünnettir, üçüncü gün verilen yemekler ise gösterişten ibarettir. Her kim bu dünyada düğün yemeğinde gösteriş yaparsa, Allah'ta ona kıyamet günü gösteriş yapmasına karşılıkta bulunur." (Tirmizi, 1/570; Et'ime, 8/275
Reklam
İslami geleneklere göre ziyafetler farklı sebeple ya da hiçbir sebep olmaksızın verilir. Ziyafet verilmesi gereken hâller şunlardır: 1. Velime: Düğün yemeğidir. 2. Hurs: Doğum sebebiyle verilen ziyafettir. 3. İ'zâr: Sünnet düğünü vesilesi ile verilen ziyafettir. 4. Vekîre: Bina yapmak nedeni ile verilen ziyafettir. 5. Nakîa: Misafir için verilen ziyafettir. 6. Akika: Çocuğun doğumunun yedinci günü verilen ziyafettir. 7. Me'dube ve Me'debe: Herhangi bir sebebp olmaksızın verilen ziyafettir. 8. Hızak: Çocuğu sütten kesmek veya hatim indirmek vesilesiyle verilen yemektir.
"Her canının çektiği şeyi yemen israftandır." (A.g.e., 2/526, hadis no: 64.)
Peygamber Efendimiz (asm) şöyle buyurdu: "Üç grup insan vardır ki Arşın gölgesinden başka hiçbir gölgenin bulunmadığı kıyamet gününde arşın gölgesinde barınacaklardır. Bunlar: (1) Akrabalarına iyilik yapan kimse. Bu onun hem rızkını arttırır hem de ömrünü uzatır. (2) Kocası ölüp arkada küçük yetimler bıraktığı hâlde 'Evlenmeyeceğim. Çocuklarım ölünceye veya Allah onları bana ihtiyaç bıraktırmayacak yaşa getirinceye kadar yetimlerimin başında duracağım' diyen kadın. (3) Bir yemek yapıp misafir çağıran ve yetime, fakire sadece aziz ve celil olan Allah rızası için güzelce yemek yedirerek onların duasını alan kimse." (Suyuti, a.g.e., 3/318, hadis no: 3501)
"Çok yiyip içmekle kalplerinizi öldürmeyiniz. Zira kalp bir ekin tarlası gibidir. Fazla su basınca tohumu keser ve çürütür." (A.g.e., 3/186)
Reklam
Hayatı boyunca asla çok yemek yememiş olan Efendimizin (asm) az yemekten kastının aç kalmak olmadığını da belirtmek gerekir. Efendimiz "Ya Rabbi, açlıktan sana sığınırım; o, insanı hareketsiz bırakan ne kötü bir hâldir!" diye dua etmiştir. (İbn Sa'd, Kitabü't-Tabakati'l-Kebir Tabakat, c.I ss. 408-409; İbn Mace, II, 1113)
Resûlullah (asm) yaşlanmaktan sakınmanın bir yolunu da yine yeme içme üzerinden "Bir avuç hurma ile de olsa, akşam yemeklerinden vazgeçmeyiniz, zira akşam öğününün ihmali, insanı ihtiyarlatır, bünyeyi yıpratır." sözüyle göstermiştir. (Tirmizi, Sünen-i Tirmizi, c.2; İbn Mace, II, 1113)
Resûlullah (asm) şöyle der: "Çok yemek hastalığın anası, diyet ise tedavinin esasıdır. Her cisme alışkın olduğu şeyi iade edin, verin." (A.g.e., 3/200)
"Yediğiniz yemeği namaz ve zikirle eritiniz, sakın tok karına uyumayınız, sonra kalbiniz katılaşır." (Suyuti, a.g.e., 1/175, hadis no: 221 (İbn Abbas'tan (r.a) rivayetle)
25 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.