"Bir keskin bıçak ki, kelamıyla yüreğinize saplanan; yetmedi, satırlara ses verip daha da acıtan..."
Çok değerli gönül insanı; şiire, yazıya, duygulara ses, nefes, hayat veren yazarımız Yusef Masadow beyefendi o kadar güzel ifade etmiş özetlemiş ki kitabının arka kapağında üzerine ne söylenebilir bilemiyorum...
Naçizane bir kaç cümle ile ifade etmeye çalışacağım düşüncelerimi.
"Aşkın, sevginin, muhabbetin sadakatin, günü birlik yaşandığı; tüketildiği yok olduğu çağımızda, öyle güzel samimi, doğal, günlük hayatımızda duyduğumuz, kullandığımız cümlelerle, yaşanmışlıklarla anlatılmış... Yürekten kaleme, kalemden kağıda, oradan da okurlarına ulaşmış,okunası bir kitap *Rima'ya Mektup*
Sevmenin, sevilmenin, sahip çıkmanın ne anlama geldiğini unutanlara, aşkın sevginin sabır ve emek gerektirdiğini anlamak, hatırlamak isteyenlere şiddetle tavsiye ediyorum.. :)
"Sevgi neydi?
Sevgi emekti
Uçuşan yaprak
Boş bir salıncak "
--"Yar dediğin zaten ; ha burada, ha orda!
Fark eder mi yeri? Ve tek yuvasıdır, suspus olmuş sevenlerin yüreği..! "
Sevenin sevdiğine, aşığın maşuğuna seslenişini duymak isteyenlere;
"Kimi aşık görürsen bil ki aynı zamanda Maşuk'tur da o."
Çünkü sevdiğinde yok olan aşık, artık hem aşık hem de maşuk olmuştur...
Aşık ile maşuk BİR olmuştur...
AŞK olmuştur .... Hz. Mevlânâ
Aşktan, muhabbetten bahsedilince "Mevlânâ' Hz.'lerinden bir dörtlükle bitireyim istedim.
Sevgiyle, Aşkla, Muhabbetle kalın İnşallah..