... Herkes içinde bulunduğu durumu daha kötüsüyle kıyaslayıp durduğunda, Tanrı da ikisinin yerini değiştirip yaşadığı deneyimlerle önceki mutluluklarını aratabiliyor...
"Bütün bunlar olurken kafamda herkesin dediği "Tanrım bana acı!" cümlesi dışında en ufak dinsel bir düşünce geçmemişti ve deprem sona erdiğinde o da unutulup gitti."
Bu durum beni çok üzmüştü; enine boyuna düşünmeden, üstesinden gelebilmek için gereken gücümüzün olup olmadığına bakmadan bir işe kalkışmanın ne kadar aptalca olduğunu şimdi görüyordum.
"Eğer Tanrı beni yüzüstü bırakmayacaksa bütün dünya beni bırakmış olsa ne yazar ya da öteki türlü bakarsan, Tanrı'nın inayetini ve kutsamasını yitirdiğimde bütün dünya benim olsa kaybımın yerini tutar mı?"
Yine de geçen bütün bu zaman içinde ansızın baskına uğrama endişem nedeniyle huzursuz yaşamıştım; o zamandan beri kötülüğü beklemenin, kötülük yüzünden acı çekmekten daha ağır olduğunu gözlemledim; özellikle bu beklentiyi ya da bu endişeleri silkip atabilecek yeriniz kalmamışken.