Kartalların İmparatorluğu

Roma

Neil Faulkner

Roma Posts

You can find Roma books, Roma quotes and quotes, Roma authors, Roma reviews and reviews on 1000Kitap.
352 syf.
9/10 puan verdi
Kısa bir Roma İmparatorluğu tarihçesi. Sıkılmadan okunabilir. Yazar doğu ve batı roma imparatorluğu olarak bölündükten sonra batı romanın çöküşüyle anlatımını bitirmiş. Oysa doğu Roma daha uzun yıllar varlığını sürdürmüştü. Yazar Roma İmparatorluğunu , genel kanının aksine Tamamen bir sömürü düzeni ve barbar olarak gördüğünü belirtmiş. Çöküşün temel sebebinin ise sömürü sisteminin kapsatıcı nitelikten çıkmasına bağlamış...Büyük yüz ölçümü kontrol edilmesi güç bir ekonomik ve sosyal düzen ister.Kapsayıcı düzene sahip olmayan toplumların zamanla nasıl yozlaşıp yok olduğu tarihte örnekleri ile doludur..Bir çok insanın tarihe bakışı burda ayrılıyor sanırım. Roma İmparatorluğunun son yüzyıllarında hristiyanlığın devlet dini olarak kabul edilmesi ve katoliklerin devlet içinde devlet gibi yapılaşması da cabası...
Roma
RomaNeil Faulkner · Yordam Kitap · 201575 okunma
352 syf.
7/10 puan verdi
Yetiş Ya Giorgia, Yetiş Ya Meloni!
Çok uzun süre önce okuduğum bir kitap. Lisans dönemimde ikinci sınıf öğrencisiyken okumuştum. Açıkçası kitaba dair aklımda pek detay yok, çünkü yazar Roma’ya dair yorumlarını tarihçi kimliğinden çok arkeolog gözüyle ve marksist ideoloji üzerinden getirdiği için kitaba ısınamamıştım. Ayrıca ders kitabı olarak okutulduğu için severek okuduğum
Roma
RomaNeil Faulkner · Yordam Kitap · 201575 okunma
Reklam
Polybios'un tarif ettiği karma anayasa aslında Roma'nın iç istikrarı ve emperyalist savaşlara girme kapasitesi açısından hayatiydi. Fakat Polybios hukuki hassasiyetiere birincil önem atfederek biçim ve içeriği birbiriyle karıştınyar ve Roma anayasasının en önemli ayırt edici özelliğini gözden kaçırıyordu: istikrarı, Roma toplumundaki sınıfsal güçler arasında var olan dengeyi aslına uygun olarak yansıttığından, geniş bir halk desteği­ne sahip olması gerçeğine dayanıyordu. Roma, temelinde bir oligarşiydi. Büyük toprak sahipleri ve devlet görevlilerinden oluşan bir aristokrasi, en yukarıdaki birkaç yüz patrici ve pleb ailesinin oluşturduğu bir nobilitas tarafından yönetiliyordu. Bu hakim sınıf artık aşağıdan katılımlara gö­rece daha açıktı ve devlet memuriyederi ve bununlar birlikte gelen şeref (dignitas) ve itibar (gloria) için verilen rekabet şiddetliydi.
Yunan tarihçi Polybios'un Roma anayasası hakkındaki düşüncesi:
Yunan tarihçi Polybios, büyük oranda Roma'nın Yunanistan karşı­ sındaki zaferinin sebebi olarak gördüğü Roma anayasası karşısında büyü­lenmişti. "Roma anayasasını kontrol eden unsurların sayısı üçtü ... ve ida­renin bütün veçheleri, ayrı ayrı ele alındıklarında, bu üç unsur tarafından o kadar adil ve münasip bir şekilde düzenlenmiş ve ayarlanmıştı ki, Roma­lıların bütün bir sistemlerinin bir aristokrasi mi, bir demokrasi mi, yoksa bir monarşi mi olduğunu kesin bir şekilde ilan etmeleri mümkün değildi. Aslında bunun böyle olması son derece doğaldı, çünkü eğer gözlerimizi sadece konsüllerin güçlerine dikecek olsaydık, anayasa tamamen monar­şik ve krallığa aitmiş izlenimi verebilirdi; eğer dikkatimizi Senato'yla sı­nırlasaydık, aristokratik gibi görünürdü; ve eğer halkın gücüne bakacak olsaydık, açık bir demokrasi örneği olarak karşımıza çıkardı. ... sonuç tüm tehlikeler karşısında ayakta kalabilecek kadar güçlü bir birleşimdir, öyle ki bundan daha iyi bir anayasa biçimi bulmak imkansızdır . ... Bu üç un­surdan biri önem açısından diğerlerinden sıyrılıp, aşırı ihtiraslı hale gelip, diğerlerinin hakkına tecavüz etmeye kalktığında ... bu üçünden hiçbirinin tamamen bağımsız olmadığı, fakat herhangi birinin maksatlarının diğer­ leri tarafından engellenebileceği veya kösteklenebileceği ve sonuç olarak hiçbirinin diğerlerine haksız yere baskın çıkamayacağı ya da hakir görerek davranamayacağı ... açıkça görülür. Böylece her şey bir denge içinde kalır, çünkü her türlü saldırgan dürtü denedenir ve herkes en başından beri di­ğerlerinden gelecek suçlamalardan korkar."
Galyalıların Romalıları ilk yenişi:
Tiber'in küçük bir kolu olan Allia Nehri vadisinin yamaçlarında Galyalıları karşıladı. Burada ilk kez, Roma askerleri bir Kelt savaş tertibiyle karşılaştılar. Pek çoğu torklar, bilezikler, boyanmış dövmeler ve desenli pelerinler dışında bellerine kadar çıplak olan kalabalık bir mızraklı asker kitlesi savaş çığ­ lıkları atıyor ve silahlarını kalkaniarına vuruyordu. Gürültünün arasında trompet sesleri duyulabiliyordu, hayvan totemleri havada sallıyordu ve askerlerin arasındaki rahipler Kelt tanrılarını yardıma çağırıyorlardı. En önde, kılıçlarını savuran ve bağırarak teke tek dövüş için meydan okuyan genç savaşçılar vardı. Savaş kısa sürdü. Kelt saldırısı eziciydi. Bütün bir sıra muazzam bir hızla ileriye atılmış ve gevşek düzenleri ve hafif dona­ nımları Galyalıların Roma ordusunun kanatlarını sarmasını ve arkasını tehdit etmesini sağlamıştı. Yavaş hareket eden ağır piyadelerden oluşan sıkı bir blok olan şehir devletinin ağır falanksı, bu tür taktikler karşısında savunmasızdı. Romalılar dağılarak kaçtılar. Binlercesi bozgun sırasında öldürüldü. Sağ kalan bir grup, Veii'nin harabelerine çekildi ve kendilerini sağlama aldı. Artık Brennus ile Roma arasında duran hiçbir şey yoktu.
Göçler çağında (MÖ 400-200 civarı) Keltler kıtanın en uzak sınırlarına ve bunların da ötesine ulaştılar: Fransa boyunca ve Güney Britannia ile Doğu İspanya'ya; doğuda Aşağı Danuvius'a (Tuna) ve Karadeniz kıyı­ larına; buradan Yunanistan'a ve Ege üzerinden Türkiye'ye; ve Alpler'in üzerinden Ligurialılar, Etrüskler ve Veneti kavmi ile çarpışacakları Po Vadisi'ne. Böylece Keltler onlara Keltoi adını veren Yunanların ve Galli adını veren Romalıların tarihine girdiler.
Reklam
Roma'da küçük mülk sahipleri borcunu ödemezse:
Ödenemeyen borçlar patrici arazilerini yarattı. Borçlu bir yurttaşın özgürlüğünü güvence olarak rehin verdiği -Roma tarihinde yüzyıllar boyunca yasal olarak uygulanan- düzenleme nexum adıyla bilinirdi. Borçlarını ödeyemeyip borç esiri haline gelenler, kendi­lerini atalarının topraklarını yeni bir sahip-efendi için işliyor halde bu­labilirlerdi. Ya da daha kötüsü: "Tiberin ötesine", bir Etrüsk ya da Yunan köle tacirine satılabilirlerdi. Antik çağdaki yoksulların iki büyük tarihsel talebinin borçların kaldırılması ve toprağın yeniden dağıtılması olmasın­ da şaşılacak bir şey yoktu.
Eşitsizlik, sınıf farkı,Roma
Cumhuriyetçi Roma, zenginliğin büyük bir kısmının tarımdan geldiği ve insanların pek çoğunun toprak sahibi olduğu bir tarım toplumuydu. Bununla birlikte toprağın bölüşümü eşitsizdi. Pek çok fakir köylü gelirlerini evde gerçekleştirdikleri zanaat faaliyetleriyle ya da mevsimlik ücretli emekle desteklemeden ailelerini geçindiremeyecek kadar küçük
Tarquinuslar Roma'yı Latium' daki en güçlü devlet ve Latin şehirlerin­ den oluşan bir birliğin lideri haline getiren imparatorluk kurucularıydı. Roma' daki devrim ve Etrüsk imperium'unun parçalanması Latinlere bir bağımsızlık şansı sunuyormuş gibi gözüktü. Bu nedenle Roma'yla ilişkile­rini kestiler ve Aricia'daki
Böylece 6. yüzyıl Roma'sı Etrüsk krallarının elinde, silah kulla­narak güvenlik elde etme peşinde koşan bir askeri devletten daha farklı bir şeye dönüştü; bilinçli bir siyaset olarak yağma ve fetih savaşları dü­zenleyen saldırgan, çapulcu, emperyal bir devlet haline geldi. Militarizm Roma'nın ruhuna sızdı.
283 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.