Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Roman Diliyle Siyaset

Mustafa Özel

Roman Diliyle Siyaset Sözleri ve Alıntıları

Roman Diliyle Siyaset sözleri ve alıntılarını, Roman Diliyle Siyaset kitap alıntılarını, Roman Diliyle Siyaset en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
D İ R E N D İ K!
Avrupa halkları "unutarak uluslaşırken", biz "hatırlayarak millet olma" arayışımızda direndik. Bu aynı zamanda kapitalizme/emperyalizme karşı küresel çapta bir meydan okumadır.
Aptalligin kendine uyduramayacagi hiçbir düşünce yoktur. Her yanıyla devingendir ve sırtına hakikatin bütün giysilerini geçirebilir.
Sayfa 22 - Küre Yayınları
Reklam
Emperyalizmin Hakikati!
Sömürgecilik ve daha geniş anlamda emperyalizm, sadece belirli ülke veya bölgelerin doğal kaynaklarına el konması, ekonomilerinin Merkez'e bağlanması değildir. ÜIke siyasetlerinin ve bugüne ait her şeylerinin denetim altında tutulması da değildir. Bu gaspın sürekli olabilmesi için, ülke tarihinin Merkez'e bağlanması, Merkez'in bakışıyla yeniden yazılması gerekir: Asıl emperyalizm budur!
Sayfa 246Kitabı okudu
T E S B İ T!
Uluslar, dilleriyle beraber, tıpkı otomobil ve kravat gibi, imal edildiler!
"Bir defa daha anlıyorum ki,milletlerin akıl ve vicdanı, akademik eserlerden çok ,edebî kurgularda ifadesini buluyor.Şair ve romancıları çıkarın,milletten geriye şehit ve gaziler kalıyor! "
Sayfa 19
Ümit Yaşar Oğuzcan
Unut demek kolay gel bana sor bir de Unutamıyorum işte unutamıyorum Bir şey var şuramda beni kahreden Şuramda tam yüreğimin üstünde Çakılı duran bir şey var Elimde değil söküp atamıyorum
Reklam
Şu kelam-ı kibarı ben yazayım, siz ister İbn Arabi'ye atfedin, ister Hegel': "Bir şey haddini aştı mı, zıddına münkalib olur!" Aşk nefrete, iman küfre dönüşür,. Bilgi cehalet olur, tevazu kibir. Ömür haddini aşınca, istikamet kabir…
Bölgemizdeki büyük ölçekli bir siyasi organizasyon (Osmanlı Devleti) "muhteşem bir geri çekiliş" (Mehmet Genç) yahut "şiirsiz ve şikayetsiz bir çöküş" (Cemil Meriç) ile 30 kadar ulus- devlete bölündü. Türkiye dahil olmak üzere, bu yeni siyasî oluşumlara yakıştırdığımız "millî devlet" ünvanı tarihsel bir yanılsamadır. Millînin kökü millet ise, Ortadoğu uluslarının hiçbir mili değildir; ulusaldırlar. Daha doğrusu ulus olmaya çabalamış fakat hiçbiri başarılı olamamıştır. Başarısızlığın ana sebebi, bu nevzuhur devletlerin halklarının hafıza kaybına direnmiş olmasıdır.
"Tarih,geçmişte yaşadıklarımız değil, gelecekte yaşamayı düşlediklerimizdir."
Sayfa 9
"Bir şey haddini aştı mı, zıddına münkalib okur!"Aşk nefrete,iman küfre dönüşür.Bilgi cehalet olur,tevazu kibir. Ömür haddini aşınca istikamet kabir..."
Sayfa 28
Reklam
Yönetmek için gereken vasıflarla, iktidara gelmek için gerekenler aynı değil!
Merkez eski kurtarıcıları işadamı yaptıkça, ahlaken düşüyordular. Tıpkı 50 yıl sonra Sosyalist devrimcilerin reklamcı, 70 yıl sonra İslamcı mücahidlerin müteahhit olup hizaya girmeleri gibi. Ne diyordu şair: "Tarihi tekerrür diye tarif ediyorlar! Hiç roman okunsaydı, tekerrür mü ederdi?"
"...Oysa hiçbir nesil,bir milletin tarihsel haklarından vazgeçme hakkına sahip değildir! "
Sayfa 25
“camii, içtimaî jeolojinin merkeziydi.”
meselenin kalbinde Allah vardı ve mabedin yerine marketi (piyasayı) ikame etme girişimi toplumun bilincini yaralıyordu.
Sayfa 11 - Küre
Necip Fazıl, nesiller arası uyuşmazlığı anlatmak isterken, üç katlı ahşap konak metaforunu kullanır. Her katta bir nesil, kendi serencamını yaşamaktadır. Üst katta, elinde tesbih, ağlıyor babaanne; orta katta oyun oynuyor anne; alt katta ise danseden kızkardeşin çığlıkları. Kürt meselesi için de benzer bir sembolizme başvurabiliriz: Üst kat
58 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.