Okuma vakti mesele ediliyorsa, ortada okuma arzusu yok demektir, çünkü aslına bakılırsa, kimsenin hiçbir zaman okumaya vakti yoktur. Ne küçüklerin ne gençlerin ne de büyüklerin. Hayat, okumaya vurulan sürekli bir köstektir.
Belli bir yaşa gelene kadar, belli okumaları yapacak yaşta değilizdir, pekâlâ. Fakat, iyi şarapların tersine iyi kitaplar yaşlanmazlar. Raflarımızda bizi beklerler ve yaşlanan biz oluruz. Kendimizi onları okuyacak kadar "olgun" sandığımızda, bir kere daha varırız üzerlerine. O zaman iki şey den biri olur: Ya buluşma gerçekleşir ya da yeni bir fiyaskoyla karşılaşırız. Belki bir daha deneriz, belki de asla.