Roman Kuramına Giriş

Zekiye Antakyalıoğlu

Roman Kuramına Giriş Gönderileri

Roman Kuramına Giriş kitaplarını, Roman Kuramına Giriş sözleri ve alıntılarını, Roman Kuramına Giriş yazarlarını, Roman Kuramına Giriş yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Sistem ihtiyaç duyduğumuz şeyleri değil ihtiyacın kendisini üretmeye başlar ve sonuç olarak, bizim neye ihtiyaç duyup duy­mayacağımıza bizim yerimize karar veren de sistemin kendisidir. Bir anda yeni bir şey moda olur ve dünyanın her yerinde herkes aynı ihtiyacı, o şeyi satın alma ihtiyacını duyar. Sistem hep kitle­nin ihtiyaçlarını ürettiği yanılsamasını yarattığı için kitle tarafın­dan direnç görmez. Kültür endüstrisi işte bu tekelci sistemin bütünlüğünden doğar ve yayılır. Halk hem sistemin bir parçasıdır hem de kültür endüstrisini var eden aktör.
Sayfa 203 - Ayrıntı Yayınları
Fiziksel, bedensel hareket gitgide azalmakta ve fareyi tutan, klavyeye yazan parmak ve ekra­na bakan gözler dışında hiçbir yerimiz oynamıyor. Tüm dünya­mızı kelimeler ele geçirmiş durumda. Ama hep aynı kelimeler: Newspeak! Kelimeler ve anime edilmiş imgeler sarmalında keli­melerle gülüyor, kelimelerle ağlıyoruz ve gerçeklik etkisini artır­mak için "emoticon"lar kullanıp ağlayan surat filan yapıyoruz. İmgeler bizim yerimize sırıtıyor, kızıyor ve mimiklerimizin yerini alıyor. Oysa ne gülüşlerimiz gerçek ne de gözyaşlarımız. Bedenler arasında kablolar var artık. Eve, ofise gitgide daha çok hapsoluyo­ruz. Bilgisayar ortamında eş arıyor, sevişiyor, aşık oluyoruz. Ma­cera ruhumuz ise internette sörf yapmaktan ibaret. Romancı neyi anlatıyordu? Bireyin zaman/uzam bağlamında tarihsel/politik yaşam savaşını, anlamını, diğer bireylerle ve gerçeklikle kurduğu ilişkileri, yalnızlığını, düşünsel/ruhsal deneyimlerini... Şimdi ne anlatacak? Bugün? Yarın? Yaşamın kendisi yaşamın bir kopyası olmuşsa, gerçeklik yerini benzeşime bırakmışsa ve zaten temsili yaşamlar yaşıyorsak, yaşamımızı kapitalist sistem kurguluyorsa, roman temsilin temsilini mi yapacak? Son 50 yıldır bunu yapagel­diğini söyleyebiliriz.
Sayfa 194 - Ayrıntı Yayınları
Reklam
"Yaşadığımız anın özelliği sıradan ruhun, kendi sıradanlığını bile bile, sıradanlık hakkını ileri sür­mesi ve onu her yerde dayatmasıdır."
Sayfa 192 - Ayrıntı Yayınları
Dil bütün düşüncemizi şekillendiren bir sis­temdir. Dil yoksa düşünce de yoktur. Örneğin, bir dilde "özgürlük" diye bir kelime yoksa o dili konuşan halkın da "özgürlük" talebi olmayacaktır. Totaliter sistemler böyle dillerle kurulur. Bir dil kelime haznesi bakımından ne kadar fakirse, o dili konuşanın düşünce yapısı da o derece fakir olur. Günümüzün dili işte totaliter, kü­resel kapitalist sistemin medya aracılığıyla bize empoze ettiği tüketim dilidir. Bir tür Newspeak'tir.
Sayfa 188 - Ayrıntı Yayınları
Nietzsche, Tanrı'nın ölümünü ilan ettiğinde, son derece ro­mantik bir hayalle üstinsanın kendini gerçekleştirebileceği, insa­nın kendini aşabileceği ve kendi doğasına en uygun ahlakı (verili olan iyi ve kötünün ötesinde) bulup yeniden inşa edeceği yeni bir zeminin olanağını görüp bunu kutsamak istemişti. Oysa insan, bunun yerine, "Tanrı'yı öldürdüğünü gizledi ve cesedi itinayla saklayarak, Tanrı sanki ölmemiş gibi yaşama yolunu tercih etti". Hamurunda üstinsan yoktu.
Sayfa 187 - Ayrıntı Yayınları
... Öte yandan realist roman metinsel çelişkileri olay örgüsü, mo­dernist roman ise bakış açısı seviyesinde çözme ve temizleme eğili­mindeyken postmodern roman veya üstkurgu yöntemiyle yazılmış metinler çelişkiden beslenir, okura eserin sonunda bir rahatlama sağlamaz.
Sayfa 170 - Ayrıntı Yayınları
Reklam
37 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.