Zaferi ve Trajedisi

Rotterdamlı Erasmus

Stefan Zweig

Oldest Rotterdamlı Erasmus Posts

You can find Oldest Rotterdamlı Erasmus books, oldest Rotterdamlı Erasmus quotes and quotes, oldest Rotterdamlı Erasmus authors, oldest Rotterdamlı Erasmus reviews and reviews on 1000Kitap.
Rotterdamlı Erasmus: Zaferi ve Trajedisi, tarihte dinsel bağnazlığın toplumları ne kadar kanlı uçurumlara sürüklemiş olduğunu gösteren bir belge olarak da büyük önem taşımaktadır.
Somut olan, elle tutulup gözle görülebilen, her zaman kitleye soyut olandan daha kolaylıkla nüfuz eder; onun içindir ki bir ideal yerine somut nitelik taşıyan, yöneltilebilen, başka bir sınıfa, ırka ya da dine dönük düşmanlığı dile getiren sloganlar siyaset pazarında daha çabuk benimsenir. Çünkü bağnazlığın öldürücü ateşini körükleyebilecek en büyük güç, nefrettir.
Reklam
Bütün tutkuların kaderi, günün birinde gevşemektir; her türlü bağnazlığın varabileceği nokta, günün birinde kendi başını yemektir. Akıl ise beklemesini ve direnmesini bilir. Kimi zaman, çevresindekiler sarhoşluk içerisinde tozuttuklarında, susmak zorunda kalır. Ama onun sesini duyuracağı günün de geleceğini bilir; çünkü hep gelmiştir.
Ortaçağda Avrupa insanının hemcinsleriyle paylaştığı bir tek ortak ruh vardı: Katolik ruhu. Avrupa, Kilise'nin kucağında uyumaktaydı; zaman olur, mistik düşlerin etkisiyle şöyle bir kıpırdanırdı, ama uyumayı yine de sürdürürdü. Gerçeğe ve bilime ilişkin her türlü istek, ona yabancıydı. Şimdi ise Avrupa ruhunu ilk kez bir tedirginliktir kaplamıştı. Değil mi ki yeryüzünün sırları açıklanabiliyor, akılcı gerekçelere dayandırılabiliyordu, o halde aynı olanak Tanrısal sırlar için neden düşünülemesindi?
Özgür ve önyargısız bir kafanın hiç kimseye aldırmaksızın elini değdirdiği her şey, artık çoktan eskimiş tasarımların kafesinde yaşayan bir dünya için yepyeni bir görünüm kazanır. Çünkü bağımsız düşünebilen kişi, aynı zamanda başkaları için de en iyi ve en destekleyici biçimde düşünmüş olur.
Yalnız o, evet yalnızca deliliği bağışlayan Stultitia, insanları mutlu kılmaktadır, her insan tutkusuna ne kadar körü körüne bağlı kalırsa, ne kadar akıldan uzak yaşarsa, o kadar mutludur. Çünkü kafa yormanın ve kendine acı çektirmenin her türlüsü ruhu karartır; zevk, hiçbir zaman zihin açıklığından, akıllılıktan kaynaklanmaz, ama yalnızca esriklikten, coşkulardan, kendinden geçmekten, delilikten doğabilir; gerçek anlamda yaşayabilmek, her zaman ancak bir tutam deliliğe de yer verildiği takdirde olanaklıdır ve adil olan, tutkuların eğemenliğine girmeyip her şeyi açık seçik görebilen, hiçbir zaman normal insan değildir, tersine, bir tür anormalliğin temsilcisidir: "Yaşamda ancak deliliğe yakalanmış olana gerçek anlamada insan denebilir."
Reklam
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.