Bu etüdde müdafaa edilen filozofik pozisyonlar, esasen, katıldığımız, inandığımız dünya, hayat ve insananlayışının, belirli bir köşeden, tekrar ele alınıp umumî bir neticeye doğru geliştirilmesinden başka bir şey değildir. Etüdde, idealizmin, felsefenin normu ve ruhu olduğu tezi üzerinde, bilhassa, durulmuş, Eflâtun (Plato) felsefesiyle relâtivist görüş karşılaştırılmış ve bu karşılaştırmada Plâtonizm değerlendirilmiştir, insan ruhu (insanın manevî nefsi), daimî bir kriz içindedir. Bu kriz, ruhun, espirinin kendi krizidir; espirinin, devamlı olarak veyahut vakit vakit kendinden koparak, kendisi olmıyan şeylerle, meselâ maddeyle (maddî tabiat veya maddî hayatla), adetâ, ittifak ederek, yine kendisine karşı savaşmasından doğan bir krizdir bu! Espirinin, mahiyetinden doğan veya gelen, dialektik bir hareketi vardır. O, bu dialektik hareketinde, kendine karşı cephe alarak, kendi sükûnet hâline nihayet verip varhğmı sürdürmekte, kendini belli etmektedir. Muhakkak ki materyalizm, espirinin bir eseridir ve fonksiyonu da espirinin ana zemin olan dealizmi, daima.) canlı tutmaktır. Materyalizm, bize espiriyi hatırlatan br dikendir. Zaten, espiri olmadan, yani manevî nefs, peşin olarak, vazedilmeden yahut düşünen hürriyet olmadan, hiç bir felsefî istikamet izah edilemez (Kitaptan)