Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Zihnin Kutsal Bilimi Üzerine Düşünceler

Ruhun Sınır Bölgeleri

John A. Herlihy

Ruhun Sınır Bölgeleri Gönderileri

Ruhun Sınır Bölgeleri kitaplarını, Ruhun Sınır Bölgeleri sözleri ve alıntılarını, Ruhun Sınır Bölgeleri yazarlarını, Ruhun Sınır Bölgeleri yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
İnsanların güvenebileceği içsel bir kesinlik duygusunu yaratacak şeyin, birikmiş bilimsel bilginin niceliği değil idrak edilmiş bir hikmetin niteliği olduğu giderek aşikâr hale gelmektedir.
Reklam
·
Puan vermedi
"Tanrı'yı gördüğüm göz, Tanrı'nın beni gördüğü gözle aynıdır. Benim gözüm ve Tanrı'nın gözü bir ve aynıdır." John bu alıntılar ile kitaba başlar. Tanrı'nın varlığı ile ilgili çok güzel bir kitap.
Ruhun Sınır Bölgeleri
Ruhun Sınır BölgeleriJohn A. Herlihy · İnsan Yayınları · 201913 okunma
Zekanın mevkii ve merkezi konum olarak kalp içsel mekanı sınırları olmayan bir dünya ve sonsuz bir imkanlar evreni sunan içsel bir kutsal mekanı simgeler. O sevgi ile tavlanan bir bilgi mabedi, en kutsal arzularımızın dile getirilebildiği ve Tanrıyla daimi bir mahrem ilişkinin tecrübe edilebildiği mukaddes bir hücredir. İçsel ikametgah olarak insan kalbi, zekanın kendi yurdunu bulduğu ve insanın Tanrıyla mahrem ilişkisinin kendisine en yüksek gerçeklikle ilişkimizin nihai ifadesi olarak hissettirdiği yerdir.
İnsan zekasının peygamberi berraklığı özünü ve nesnelliğini hakikatin karakteristiği olan kesinlikle alan bir zihin ifadesini yansıtır. Oysa insan zekasının parlaklığı evrenin ışığı olan sembolik güneşin aysal yansımasıdır.
Reklam
İnsan zekası öz farkındalığın arka perdesini oluşturan ve bu zekanın içerisinde iş göreceği geliştirilmiş bir ortamla donatılmış düşünümsel bir bilincin güçlü etkisi altındadır. Bu yönüyle o insanoğlunun insan oluşunun Temel ve tanımlayıcı unsurudur ve tesadüfi bir evrimsel sürecin eseri veya beklenmedik sonucu değildir. Derûni etkinliğin en önemli tezahürü olan ve dolayısıyla işteki varlığın doğrudan yansıması olan insan zekası böylece insanların kendi kimliklerine nasıl kuracaklarının odak noktası ve katalizatörü olur. İnsan zekasına bitimsiz spekülasyon dalgalarıyla sürüklenebilen eya tatmin edilmemiş ve belki irrasyonel bir duygunun yakıcı alevleri içerisinde yok olan bir denge arayışıyla oradan oraya savrulan salt bilişsel bir etkinlik olarak mı anlamalıyız ? Matematiksel kesinlikle kapasitesi ile ve sayısız basit olgunun ayrıntısını sürme eğilimi ile günümüz insan zekasının ileri görüşlülüğüne hayranız; fakat eşit derecede ümitsiz Bir tutarlılık ve geleneksel zihin ve zeka anlayışında var olan kesinlikle inayeti arayışı içerisinde kavramdan kavrama atlamak suretiyle zekanın kendi formülasyonlarından hiç tatmin bulmaksızın durmak bilmeyen ve karşılık görmeyen hareket kapasitesi konusunda da endişeliyiz.
Çağımızdaki akla olan bu güveni, kaynağına ulaşabilmek adına, varlığımızın menbaına doğru götürecek olsak, bulacağımız şey nedeniyle ürkebiliriz. Varlığımızın merkezinde bir gizem varsa, o zaman bu gizemi tanımak adına zihnimiz, zekamız, aklımız,kalbimiz,tahayyülümüz,duygulanımlarımız ve özellikle de kutsal duyarlılıklarımız da dahil olmak üzere elimizdeki bütün araçları kullanmamız gerekir. İnsanoğlunun membaındaki derinliklerde yatan gizem, bizatihi varoluşun gizemidir. Bu gizemin çözümü, kişinin kendi gerçek doğasının ve varlığının bütünlüğünde kendisi olması tecrübesinde bulunabilir.
İsteseniz de istemeseniz de, maddenin dışsa dünyasıyla zihnin içsel dünyası, öyle görünüyor ki birbirleriyle olan bağlantılarını kaybetmiştir: doğal olarak bu demektir ki evren ve evrendeki yerimiz fiilen anlaşılmaz olmuştur. Öyleyse analiz etmek ve bizzat Tanrı'nın bağladığını birbirinden ayırmak, anlaşılan o ki aklın mahiyetini oluşturmaktadır. O halde sadece akla dayanan bir dünya görüşünün geri dönüşü mümkün olmayacak biçimde kırılıp parçalara ayrılacak olmasında şaşılacak bir şey yoktur.
İnsan zihninde, bizi rasyonel zihnimizin durağan ve mantıksal işlemlerinin ötelerine götüren bir şeyler vardır. "Dilediği yere esen rüzgar" gibi zihnimiz belirsiz ve kestirilemez biçimlerde hareket eder. Tahayyülümüz bizi zahiri benliğin ötesine götüren imkanları resmeder; anlama yetimiz tam olarak açıklayamadığımız bir boyuttan doğar. Nihayetinde, kendi gizemli kökenleri olan , zihni aydınlatma, bilincimizi yükseltme kabiliyetlerinin dışında bir izahat ve icraatta bulunmayıp insan kalbinin arzuladığı kesinliği sunan düşüncelere , fikirlere ve çözümlere ulaşırız.
39 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.