“Gece gördüklerimiz gündüz ihmal ettiklerimizin zavallı kalıntılarından ibarettir. Rüyalar çoğunlukla küçümsediğimiz bir şeyin intikamı, terk ettiğimiz bir şeyin intizarı gibidir.”
Uyuyan birine herhangi bir şey söylediğimizde uyanmaz ama adıyla seslendiğimizde uyanır. Demek ki uyuyan kişi uykuda duyumsadıkları arasında bir ayrım yapıyor. Bu yüzden bir duyusal uyarımın yokluğu da, şayet söz konusu izlenim için önemliyse- kişiyi uyandırabilir. Örneğin ışık söndüğünde ya da değirmen durduğunda yan duyusal uyarım sona erdiğinde de uyanırız. Bu da zihnin bu uyarıları algıladığının ama ilgisizlik içinde algıladığının ya d daha çok doyurucu olarak ve rahatsız olmadan algıladığını bir kanıtıdır"
Rüyayı "Zihinsel tepkileri sayesinde ayırdına vardığımız bedensel bir boşaltım süreci, doğmadan ölen düşüncelerin boşaltımı" olarak tanımlayan Robert şöyle devam ediyor: "Rüya görme yetisi elinden alınan bir insan, zaman içinde delirebilir. Çünkü beyni, henüz tam oluşmamış, tam düşünülmemiş bir düşünceler yığınıyla dolacak ve belleğinde tamamlanmış olarak kalan düşünceler de bu yığının altında kalıp boğulacaktır." Robert'e göre rüyalar bu yük altında ezilen beyin için bir emniyet sübapıdır ve sağaltıcı ve rahatlatıcı bir etkileri vardır.