Geveze olanı, 'Söyleyecek çok şeyi var,' diyerek sevdim; aptalı da sevdim kendi kendime, 'Kelimelere dökülemeyecek olanı bana sessizliği ile iletiyor,' diye fısıldayarak.
Bir rüya uğruna harcanmış bir gençlik,
Gözlerimi yummamı emreden bir yüz,
Kulağımda çınlayan bir ses,
Ellerimi tutan bir el,
Affet beni gereğinden fazla beklediğin için.
Bir an önce kurtulmalıyım,
Bu senin sabrını tüketen,
Istırabı yararsız ve bitap düşmüş bu şeyden,
Senin dürüst açlığını,
Bekletmek istemezdim bu demlerde:
Fakat bu zincirleri, nefesten yapılmış olsalar dahi,
Kırması güç.