Ruzi Nazar: Cıa'nın Türk Casusu

Enver Altaylı

Ruzi Nazar: Cıa'nın Türk Casusu Quotes

You can find Ruzi Nazar: Cıa'nın Türk Casusu quotes, Ruzi Nazar: Cıa'nın Türk Casusu book quotes, the most impressive sentences and paragraphs on 1000Kitap.
Noxchi Avtarhanov
Ruzi, savaş yıllanndan tanıdığı Kuzey Kafkasya Milli Komitesi üyesi ve Kuzey Kafkasya Lejyonu subaylanndan, yakın arkadaşı Abdurrahman Avtarhanov'un Berlin'de zor durumda olduğunu öğrendi. Berlin'de yaşayan Kuzey Kafkasyalllann ileri gelenlerinden bazılan, Avtarhanov'u görüşmeye çağırmıştı. Ona, iki yıl önce cepheye giden ve bir daha kendisinden
52 yıl oğluna kavuşamayan baba
1960 yılında ABD'ye giderek orada yaşamaya başlayan Hüseyin lkram, üç yıl sonra, futbol maçı izlemek için bir gün New Jersey stadyumuna gittiğinde, yıllar sonra ilk kez Nur Mehmet'le karşılaşmış. Daha sonra birkaç kez buluşup Rosenheim günlerini yad etmişler. Hüseyin lkram, vatanını yıllar sonra ilk kez 1992'de ziyarete gitmiş. Aradan geçen uzun
Reklam
Vlasov kimdi?
Vlasov komutasında Rus Kurtuluş Ordusu (Russkaya Osobotilnaya Armiya-ROA) adında bir ordunun kurulmaya çalışıldığından ve Himmler'in Türkistan lejyonlarını onun komutasına vermek istediğinden haberdardı. Tabii, gelişmeler son derece rahatsız ediciyd Vlasov, Nijni Novgorod doğumlu (1901) köylü çocuğu bir askerdi. Ekim Devrimi'ni başlatan bahriyelilerin arasındaydı. Devrim sonrasında Kızıl Ordu'da hızla yükseldi. 1941 Kasım ayında komuta ettiği 20. Ordu ile Almanların elinde tuttuğu, Moskova yakınlarındaki büyük stratejik öneme sahip Solnetschnogorsk şehrini geri aldı. 13 Aralık 1941 tarihli İzvestiya gazetesi, Moskova Savaşı'nın kahramanları arasında ondan söz edip fotoğraflarını yayımlamıştı. Ocak 1942'de korgeneralliğe terfi eden Vlasov'u, Mart ayında Stalin bizzat kabul edip, onu merkez karargahı Leningrad'da bulunan Volkhov cephesi Cephesi başkomutan yardımcılığına atadı. Ordusunun bütün ikmal hatları kötü kış koşulları sebebiyle kesilen Vlasov, 12 Temmuz 1942'de Almanlara esir düştü. Vlasov, esir düşünceye kadar Kızıl Ordu'nun başarılı bir generali olarak parlak bir kariyere sahipti ve Stalin' e kayıtsız şartsız bağlıydı. Diğer deyişle Rus devletinin hizmetindeydi ve emperyalist Rus devlet vizyonuna sahipti.
Şahingiray ailesi ve Hüsrev Gerede
Türkiye'nin Berlin Büyükelçisi Hüsrev Gerede, uzun yıllar İran'da görev yapmıştı ve Birinci Dünya Savaşı'ndaki bu olaylan gayet iyi biliyordu. Türkistan meselesinden de haberdardı. Türkistanlılan yakından tanıyordu ve birçok Türkistanlı dostu vardı. Türk Genelkurmayı ve Hüsrev Gerede, hem geçmişte yaşanan olaylan hem de o günkü durumda yüz
Nazi Sovyet savaşı başlıyor
Nazi Almanyası ile Sovyetler Birliği arasında Ribbentrop ve Molotov tarafından Moskova'da 23 Ağustos 1939'da imzalanan Saldırmazlık Paktı'nın üzerinden 22 ay geçmişti. Stalin bu süreyi çok iyi değerlendirdi. Fabrikalar Ural Dağlan'nın doğusuna taşınmıştı bile. Nazi saldınsı başlayınca Kızıl Ordu, bir zamanlar çarlık ordularının Napolyon orduları önünde yaptığına benzer bir şekilde, ardında ateşe verilmiş topraklar bırakarak Moskova'ya kadar çekildi. Japonların Almanlar safında savaşa gireceğini öğrenen Stalin, Sovyetler Birliği'nin en doğusundaki topraklarda üslenmiş, yıpranmamış, taze Kızıl Ordu birliklerini Batı'ya sevk etti ve Ruslar, 194 1 sonunda Alman tanklarını Moskova yakınlarında durdurdu. I Ol Savaşın başladığı günü izleyen seher vakti Ruzi ve arkadaşlan borazan sesleriyle uyandılar. Uzakta patlayan topların sesi onların bulunduğu yerden bile duyuluyordu. Askerler, bindirildikleri silah ve mühimmat dolu yük arabatarıyla Besarabya taraflarına doğru hareket etti. Güzergah boyunca ilerlerken, iki askeri havaalanının yakınından geçtiler. Alman uçaklan tarafından ağır bir şekilde bombalanmış havaalanlarında uçaklar tamamen imha edilmişti. Her taraf alevler içindeydi.
Lenin geberse Atatürk bizi kurtarsa
Geleceğiyle ilgili derin düşüncelere daldığı günlerin birinde, Odessa Limanı'nda gezinen Ruzi'nin aklına çılgınca bir fikir geldi. "Neden şurada duran Türk gemilerinden birine tayfa olarak yazılıp Türkiye'ye gitmiyorum?" diye düşündü. Adımları onu birkaç gündür limanda yükleme yapan Türk bandıralı bir şilebe götürdü. Karşı yaka, Karadeniz'in güneyi, kardeş Türkiye'ydi. Aklına ilkokul yıllan ve "Nogay Öğretmen" geldi. Nogay Öğretmen bazen onları asker gibi yürütür, adımıarına uygun marşlar söyletirdi: "Sol sağ, sol sağ .. . Lenin denen ölse, Lenin denen ölse, Atatürk bizi kurtarsa. " Hüzünle gülümsedi, ağabeyinin kurşuna dizilişini hatırladı. Ruzi gemiye çıkıp Türk kaptanla tanıştı ve sözü uzatmadan hemen konuya girdi. Türkistanlı olduğunu, Türkiye'ye gitmek istediğini söyledi. Kaptan biraz korkmuş ve tedirgin olmuştu ama ilgi göstermeden de edemedi
Reklam
183 öğeden 131 ile 140 arasındakiler gösteriliyor.