Şüphesiz ki, Ahirette başarılı olmayı isteyenin sabra daha çok ihtiyeç duyması kaçınılmazdır. Özellikle gök, yer ve dağların yüklenmeyip altında ezildikleri; Allah'u telanın halifesi olma emanetini üstlendikten sonra, İnsan oğlunun sabra ihtiyacı daha şiddetli ve daha elzemdir.
Ümitsizlik sabrın en büyük afetlerindendir. Çünkü o, kişiye amelini terk ettiriyor ve onu tembelliğe sevk edip sonsuz beklenti ışığını söndürüyor. Bu sebeple Kur'an-ı Kerim ve pak sünnet, ümit tohumlarını müminlerin kalbine ekmeye çok isteklidir. Allah Teâlâ şöyle buyuruyor: "Sakın gevşemeyiniz, karamsarlığa kapılmayınız. Eğer mümin iseniz, üstün gelecek olan taraf sizlersiniz." (Al-i İmran:139)
Şüphesiz ki, Ahirette başarılı olmayı isteyenin sabra daha çok ihtiyeç duyması kaçınılmazdır. Özellikle gök, yer ve dağların yüklenmeyip altında ezildikleri; Allah'u telanın halifesi olma emanetini üstlendikten sonra, İnsan oğlunun sabra ihtiyacı daha şiddetli ve daha elzemdir.