Azabı, sadece günah işleyenlerle kalmayacak fitneden sakının.” (Enfal, 25) Onun için emr-i bi’l ma’ruf ve nehy-i ani’l münker ümmete farz kılınmıştır. (Al-i Im-ran, 104) Bu farizayı yerine getiren bu ümmete, en hayırlı ümmet denmiştir.
İnsana verilen ömür bir buz gibi hızla erimektedir. Eğer bunu ziyan eder veya yanlış yere harcarsa insanın hüsranına neden olur.” Onun için geçen zamana yemin edilmesinin anlamı, hızla geçen zamanın, söz konusu dört özellikten yoksun insanın dünyada ne işle meşgul olursa olsun hayatını harcadığına ve hüsranda olduğuna şehadet etmesidir.
İnsanın hayatı ne kadar parlak gözükse de eğer imanı yoksa onun durumu dalgaların amansız olarak sağa sola sürüklediği ve hiçbir yerde karar kılamayan çabasız bir gemiye benzer.
Bu dünyada insanın felah dediği aslında felah değildir. Tersine onun sonucu bu dünyada bile hüsrandır. İnsanın bu dünyada hüsran zannettiği de aslında hüsran değildir. Aslında o, felaha bir vesiledir.
Kitabın bir bölümünden çıkardığım sonuç :
Olur ki hoşunuza gitmeyen şeyler de hayır hoşumuza giden şeylerde de şer vardır Allah bilir siz bilmezsiniz nasıl ki Mekkeli müşrikler Peygamberimizin İslam'ı yaymaya başladığı dönemde ona engel olmak için Hac mevsiminde Mekke'ye gelecek olan Hacılara onun hakkında yalan yanlış şeyler söyleyerek Peygamberi karalama kampanyası başlatmıştı. Halbuki bu karalama kampanyası Peygamber Efendimiz ve Müslümanlar için büyük bir yardım olmuştu müslümanların yıllarca çalışıp yapamayacağı imkanlar Mekkeli müşriklerin onların aleyhinde yaptıkları yalanlar yüzünden lehlerine dönmüştü herkes Peygamberi tanımaya başlamıştı ve herkes onu merak edip İslam'ı öğrenmek için veya ne söylediğini, düşüncelerini merak edip öğrenmek için Peygamberimize gelmişlerdi ve bu da müslümanlar için büyük bir zafer olmuştu. Zira Mekkeli müşrikler Mlmüslümanlara kötülük yaptıklarını zannedip aslında İslamın daha çok yayılması için onlara zemin oluşturmuştu.