Sabrın dindarlıkla, dindarlığın sabırla pozitif ilişkileri olduğu gibi her ikisinin psikolojik iyi oluşla ilişkilerinin pozitif olduğunu söylemek mümkündür.
Sabır,her türlü zorluk, tehdit ve kayıp karşısında gönüllü şekilde dayanma, direnme, göğüs germe ve sonucu bekleme eğilimi olmakla birlikte duygusal, bilişsel, davranışsal boyutlarıyla yaşanan çözümleyici psikolojik süreçtir.
Acılardan kaçmak yerine, onları dinin sunduğu anlam ve amaç çerçevesinde kendisine sunulam manevi gelişim fırsatları olarak yorumlayan bireyler, manevi kazanım beklentisiyle daha sabırlı olabilmektedir.
Sabır,kendi başına dinamik bir güç olmakla beraber başa gelen istenmeyen halin geçici olduğu düşüncesi,geleceğin daha iyi olacağı umudu ve inancından güç almaktadır.
Sabır ahlakî açıdan olgunluk göstergesi, dinî açıdan gelişmiş bir dindarlığın belirtisi olduğu kadar psikolojik iyilik halinin kazanılması ve sürdürülmesine yardımcı olan bir problem çözme ve başa çıkma aracıdır.