Sekülarizm, gezegen çapında ve aynı zamanda ülkemizde, dini yalnızca insanların vicdanlarına, ölüm ve ölüm ötesine, cenazeye, kiliseye, havraya, camiye, namaza, kutsal (!) birkaç geceye hapsetmiş bulunmaktadır. Öte yandan, katı muhafazakârlık da ed-dîn'in form kazandığı son tecrübeyi (Kitap/Sünnet) ve hatta onun üzerine binmiş bir tarihsel yorumsal yükü evrensel/nihai, genelgeçer bir sistem addetmektedir.