Pornolojik edebiyatın, her şeyden önce, dili kendi sınırıyla, bir tür “dil-olmayan” la (konuşmayan şiddetle, üzerine konuşulmayan erotizmle) ilişkilendirme niyetinde olduğu pekâlâ doğrudur. Ama bu görevi ancak, dilin kendi içindeki ikizini ortaya çıkarmayla gerçekten yerine getirebilir: Buyruk ve betimleme dilinin daha yüksek bir işleve doğru aşılması gerekir. Kişisel öğenin yansıyarak kişisel olmayana geçmesi gerekir.