Şafağın Koruyucuları - Kraliçe’nin Gözyaşı

M. Buğra Kızılarslanoğlu

Şafağın Koruyucuları - Kraliçe’nin Gözyaşı Hakkında

Şafağın Koruyucuları - Kraliçe’nin Gözyaşı konusu, istatistikler, fiyatları ve daha fazlası burada.
8/10
1 Kişi
4
Okunma
2
Beğeni
507
Görüntülenme

Hakkında

Karanlık, Prens Xurak ve Şafağın Koruyucuları’nın etraflarını sarmıştı ve âdeta karanlıktan başka hiçbir şey kalmamıştı çevrede. Birbirlerini bile görmekte zorlanıyorlardı. Thetrame yayını havaya kaldırdığında yayın parıltısı biraz olsun etraflarını aydınlatıyordu ama ilerledikçe onun da ışığı sönmeye başlamıştı. Sonunda o da ışığını kaybettiğinde havada asılı duran şeyi gördüler: Uzun, simsiyah bir beden âdeta havada süzülüyordu. Thetrame, bedenin yanına yaklaştığında boyunun en az üç metre olduğunu gördü. Hemen yanında yere düşmüş olan kılıcı gördüğünde dudaklarını ısırdı. Bedenin yüzü seçilemiyordu. Ellerinde taşıdıkları tılsımı yaklaştırdıkça bedende bir hareketlilik başlamıştı. Prens Xurak, tılsımı bedenin altına koyduğu anda karşısındaki bedenin başı birden dikleşti. Gözleri açıldığında başını hızlı bir şekilde hareket ettirmeye başladı. Kollarından ve ayaklarından onların göremediği zincirlere bağlı olduğu belliydi. Zincirler belirginleşmeye başladığında Oller’in gözleri iri iri açıldı. Beden, tılsıma ulaşmak için âdeta çırpınıyordu ama zincirler buna engel oluyordu. Sonunda zincirlerden birini kırmayı başardığında Thetrame, düşündüklerini hiçbir zaman yapamayacaklarını anladı ve hızla yerdeki tılsımı aldı. Belki korku yüreklerine düşmeseydi karanlık sonsuza kadar yok olabilir, aydınlık dünyaya hâkim olabilirdi. Ya da…
Tahmini Okuma Süresi: 5 sa. 26 dk.Sayfa Sayısı: 192Basım Tarihi: 2021Yayınevi: Beyaz Fil Yayınları
ISBN: 9786257821506Ülke: TürkiyeDil: Türkçe
Reklam

Yazar Hakkında

M. Buğra Kızılarslanoğlu
M. Buğra KızılarslanoğluYazar · 2 kitap
Erzurum da doğdum. Öğretmen bir anne ve öğretmen bir babanın dört çocuğundan en küçüğüyüm. Lise hayatında kısa öyküler yazarken kendimi kurduğum gazetenin editörü olarak buldum. Kısa bir yayın hayatı olmasına karşılık yine de durmak istemedim. Ama önümde engeller var sanıyordum ve sürekli geri adım atıyordum. 2010 da geçirdiğim kazadan dolayı 9 gün yoğun bakımda yaşam mücadelesi vermişim. Vermişim çünkü ben o anları değil de perdenin ötesindeki başka bir dünyada hiçbir şey bilmeden geçirdim. Komadan çıktıktan sonra düşündüğüm tek şey ölseydin geriye senden ne kalacaktı sorusunun cevabı oldu… Yaşadığım o kazadan sonraki süreçte hayal alemimde gördüğüm deneyimlediğim ve anlam veremediğim şeyleri, mitleri, efsaneleri araştırmaya başladım. Önceleri öğrendiğim bilgileri yazma ihtiyacı hissederken sonradan fark ettim ki yazar kitabı yazmazmış. Kitap yazara yazdırırmış… Sonunda kendimi Şafağın Koruyucuları Serisini yazarken buldum, rahmetli babam Ahmet Hilmi Kızılarslanoğlu'nun anısına...